Başbakan Erdoğan’ın açıklaması şöyleydi:
“İnegöl’de küçük bir kıvılcım gerginliğe neden oldu. Dörtyol’da polislerin şehit olması gerginliğe neden oldu. Bunlar bir provokasyondur. Sinsice tertipleniyor”
“Taşeron örgüt Reşadiye’de, İnegöl’de Dörtyol’da Samsun’da deverye girdi. Taşeron örgüt güvenlik güçlerine saldırırken muhalefet bunu bir fırsat olarak değerlendirip hükümete saldırıyor.”
“ Teröre verdiğimiz şehit sayısı 7 bin. Terör bizim iktidardan çekilmemizle bitecekse biz çekiliriz”
“Referamdumda hayır dedirtmek isteyenleri millete havale ediyorum. Polisimi şehit eden anlayış ne kadar tehlikeliyse polislerimize saldıran anlayış da o kadar kötüdür.”
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Gelin hep birlikte evet diyelim, bembeyaz yeni bir sayfa açalım. Her evet demokrasiye davettir. Her evet adalete davettir, her evet özgürlüğe davettir, hukuka davettir. Biz Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak üzerimize düşeni yaptık. Biz, sizin bize yüklediğiniz emanetin hakkını verdik. Şimdi, evet, söz sizde” dedi.
Erdoğan, Kuvayi Milliye Meydanı’nda partisince düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, halk oylamasına sunulan anayasa değişikliği ile kadınların haklarının Anayasal güvence altına alındığını ve kadınların her alanda teşvik edilmesini sağladıklarını belirtti.
AK Parti olarak, kadın haklarına ve kadınların sorunlarına hassasiyetle eğildiklerini, kadın haklarını en fazla geliştiren, kadını layık olduğu konuma yükseltmeye çalışan tek iktidarın AK Parti iktidarı olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
”Neymiş efendim, biz ‘kadın erkek eşitliğine inanmıyormuşuz’. Kadın-erkek arasında fizyolojik farklılık olduğunu söylemek başka bir şeydir, kadın-erkek arasında eşitlik olmadığını söylemek başka bir şeydir. Kadın da, erkek de insandır, kutsaldır, eşrefi mahlukattır. Bizim bu konuda fırsat eşitliğini ön plana çıkarmamızı kimse başka yerlere çekmesin. Siz kadınla erkeğe eşit fırsatlar sunmayacaksınız, ikisine de insanca bir muamele yapmayacaksınız, sonra da çıkıp eşitlikten dem vuracaksınız. Bunun adı açıkça istismardır, çarpıtmadır. Bizim bu konuda yaptıklarımıza onların hayalleri bile yetişemez.
2004 yılında yaptığımız Anayasa değişikliği ile kadın-erkek eşitliği Anayasa’ya girdi. İş Kanunu’nda, ‘eşit işe eşit ücret’ hakkını getirdik. Benim hanım kardeşim bir iş yerinde çalışıyor, erkeklerle aynı işi yapıyor, ama daha az ücret alıyordu. Bu haksızlığın önüne geçtik. 2009 yılında, Cumhuriyet tarihimizde ilk defa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nu kurduk. Hanım kardeşlerimizin haklarını güçlendirirken, aynı zamanda aile kurumunu da güçlendirmenin mücadelesi içinde olduk. 2003 yılında ailenin korunmasına dair son derece önemli bir kanun çıkardık. Aile Mahkemeleri’ni kurduk, kadına yönelik şiddete hiçbir tolerans göstermedik, göstermeyeceğiz. Türk Ceza Kanunu’nu değiştirdik, kadınlara yönelik şiddete orada çok ağır cezalar getirdik.”
Şiddete maruz kalan kadınlarımızın korunması için Sığınma Evleri’ni kurduklarını, emniyet, sağlık, adalet personellerini ve askerlik görevi yapan erleri kadına yönelik şiddet konusunda daha duyarlı hale getirmek için eğitimler verdiklerini anlatan Erdoğan, şiddete maruz kalan kadınların ya da çocukların ALO 183 Hattını arayarak, yardım alabileceklerini söyledi.
-KADIN HAKLARINA YÖNELİK ÇALIŞMALAR-
Kadınların AK Parti iktidarında eğitim, sağlık ve özellikle istihdam noktasında teşvik edildiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, 25 Mayıs 2010’da kadın istihdamı konusunda bir genelge yayınladıklarını ve tüm kamu kuruluşlarını bu konuda daha duyarlı olmaya çağırdıklarını kaydetti.
”Siyasette kadının yeri her zaman erkeğin yanında oldu” diyen Erdoğan, 2007 seçimlerinde 30 kadın milletvekilinin AK Parti kadrolarından Meclis’e girdiğini, bu rakamın Cumhuriyet tarihimizin en yüksek rakamı olduğunu ifade ederek, CHP’nin 9, MHP’nin de 2 kadın milletvekili olduğunu hatırlattı.
AK Parti’nin, yerel seçimlerde 4 belediye başkanı, 667 Belediye Meclis üyesi ve 55 İl Genel Meclisi üyesinin kadınlardan seçildiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
”Biz işin edebiyatını yapmıyoruz. Biz laf üretmiyoruz. Biz iş üretiyoruz. Biliyorsunuz, yerel seçimlerde önce çarşaf açılımı yaptılar, ardından üç gün sonra çarşaflı bir hanımı seçim otobüsünde tartakladılar. Bunlar ’emekli’ derler, emekli kardeşimin duygularını istismar ederler, arkasından emeklilere ‘akıl tutulması yaşıyor’ diye hakaret ederler. Bunlar ‘kadın hakları’ derler, hanım kardeşlerimin hissiyatını istismar ederler, ardından hanımlara şiddet uygularlar. Bunlar ‘yoksul, yoksulluk’ derler, ama yoksulun kapısını çalmaz, yolunu bilmezler.
Bir yandan kadın hakları diyeceksin, bir yandan, hanım kardeşlerimize çok büyük haklar getirecek olan 12 Eylül’deki halk oylamasında hayır oyu vereceksin. Ben Balıkesir’de hanım kardeşlerime soruyorum, sizin haklarınızı, sizin hukukunuzu daha ileri seviyeye taşıyacak bu değişikliğe evet mi? Bir yandan ‘halkçıyım’ diyeceksin, bir yandan Tam Gün Yasası’nı Anayasa Mahkemesi’ne götürüp iptal ettireceksin.
Buradan Balıkesirli kardeşlerime sesleniyorum:
”Eğer, hastaneye gittiğinizde, sizden bıçak parası isteyen, muayenehanesini adres olarak gösteren olursa, bilin ki bunun müsebbibi, halkçı geçinen CHP’dir. Böyle bir durumda derhal 184’ü arıyor, şikayetinizi iletiyorsunuz. Sağlık Bakanlığımız derhal harekete geçecek ve gereğini yapacak.”
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, Anayasa değişikliğinin neler kapsadığını anlatarak, ”Gelin hep birlikte evet diyelim, bembeyaz yeni bir sayfa açalım. Her evet demokrasiye davettir. Her evet adalete davettir, her evet özgürlüğe davettir, hukuka davettir. Biz Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak üzerimize düşeni yaptık. Biz, sizin bize yüklediğiniz emanetin hakkını verdik. Şimdi, evet, söz sizde. Şimdi, evet, karar sizde. Sevdamız millet, kararımız evet” diye konuştu.
-BALIKESİR’E YAPILAN YATIRIMLAR-
AK Parti iktidarı döneminde Balıkesir’de bin 533 dersliğin yapımının tamamlandığını, Balıkesir okullarına 14 bin 767 adet bilgisayar gönderildiğini, Balıkesir Üniversitesi’nin bünyesinde biri tıp fakültesi olmak üzere 4 fakülte, 1 enstitü, 1 yüksek okul ve 4 meslek yüksek okulunun hizmete girdiğini ve 2010 yılı yatırım programında Balıkesir’de bin kapasiteli yükseköğretim yurt projesinin olduğunu kaydetti.
Erdoğan, Balıkesir’de AK Parti hükümetleri döneminde sağlık hizmetleri için 156 milyon TL harcama yapıldığını, yapımına AK Parti iktidarından önce başlanan 300 yataklı Bandırma Devlet Hastanesi, 128 yataklı Edremit Devlet Hastanesi, 150 yataklı Balıkesir Devlet Hastanesi ek binası, Altınova Alaaddin Süberoğlu Devlet Hastanesi, 35 yataklı Savaştepe Devlet Hastanesi ve 9 adet sağlık ocağının tamamlanarak, hizmete açıldığını bildirdi.
Başbakan Erdoğan, Sındırgı Devlet Hastanesi ek binası, 30 yataklı Kepsut ilçe hastanesi, 25 yataklı Balya ilçe hastanesi ek binası, 12 yataklı Marmara entegre ilçe hastanesi, Göğüs hastalıkları hastanesi ek binası, Atatürk Devlet Hastanesi’ne bağlı 25 yataklı kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanesi, Susurluk Devlet Hastanesi ek binası, Atatürk Devlet Hastanesi ek binası, Balıkesir Devlet Hastanesi ek binası ve 11 adet sağlık ocağının yapımına da AK Parti iktidarının başladığını, yatırımların tamamlanarak hizmete açtığını belirtti.
Balıkesir, Bandırma, Edremit, Gömeç, Susurluk adalet saraylarının hizmete başladığını, Dursunbey adalet sarayının da tamamlandığını ifade eden Erdoğan, sosyal devlet olmanın gereği olarak 2003–2010 yılları arasında Balıkesir’e sosyal yardım ve proje destekleri kapsamında 85 milyon TL kaynak aktarıldığını söyledi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Şimdi CHP’nin şu andaki genel başkanı her gün geliyor, bir kuyuya bir taş atıyor, bizim gidip çıkarmamızı istiyor. Öyle iddialar ortaya atıyor ki, kargalar bile gülmeye tenezzül etmez. Böyle sorumsuz, lafının ağırlığı olmayan bir muhalefet olabilir mi? Ortaya vizyon koymayan, çözüm önerisi getirmeyen, sadece popülizm yaparak, demagoji yaparak siyaset yaptığını zanneden bir muhalefet olabilir mi?’ dedi.
Erdoğan, Kuvayi Milliye Meydanı’nda partisince düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada Mehmet Akif’in, Balıkesir için yazdığı ”Hani, gök kubbenin altında görülmüş mü eşin? Dağların bağ, hele vadilerin altın deresi… Ey benim her taşı bir mabed-i iman yurdum! Seni er geç bana mutlak verecek mabud’um…” dizeleri ile başladı.
Balıkesirli Seyit Onbaşı’nın, 250 kiloluk top mermisini sırtlayarak topu ateşlediğini, düşman gemisine isabet ettirdiğini, kahraman askerden zaferin ardından o top mermisini kaldırmasını istediklerini anlatan Erdoğan, Seyit Onbaşı’nın ”Ben bu mermileri kaldırırken gönlüm Allah’ın feyzi ile doluydu. O kuvvetin sırrı Allah’ın o anda bana ihsan ettiği bir vergiydi. Bu ağırlığı kaldıracak kadar bir makama varmışsam bu dua ve rıza ile olmuştur” dediğini anlattı.
Erdoğan, şöyle devam etti:
”İşte bizim yolumuzu Seyit Onbaşılar aydınlatıyor. Bu topraklar için canını seve seve feda eden şehitlerimiz, bu topraklar için göğsünü siper eden gazilerimiz bize rehberlik ediyor. Nasıl ki Seyit Onbaşı milletin duasıyla ve rızasıyla o devasa gülleleri omuzladıysa, sizin hayır dualarınızla, sizin rızanızla, sizin sevginizle biz de engelleri aşıyor, Ferhat gibi dağları deliyor, Mecnun gibi çölleri aşıyoruz. Bizim rotamızı millet çizdi, siz çizdiniz. Milletimizin takdiri ile biz bu yola revan olduk. Milletimizin tercihi ile, teveccühü ile Anadolu’nun Trakya’nın yollarına düştük. Biz milletimizin hayır duasını, rızasını alarak milletimize efendi olmaya değil milletimize hizmetkar olamaya geldik.”
-”MİLLETİ AŞAĞILAMAYA DEVAM EDİYORLAR”-
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, AK Parti’nin birileri ile iş birliği yaparak iktidara geldiğini öne sürdüğüne işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
”Biz iktidara geldiğimizde nerede olduğunu bilmiyor. İşte CHP zihniyeti tam da budur. İşte CHP’nin demokrasiye bakışı budur. İşte CHP’nin millete bakışı budur. Milletin tercihine, takdire bakışı tam budur. 7,5 yıldır sabah akşam ‘AK Parti nasıl iktidara geldi’ diye düşünüyorlar. Ben buradan AK Parti’nin nasıl iktidara geldiğini söyleyeyim. AK Parti’yi millet iktidara getirdi, millet. Onlar statükocularla iş birliği yaparken, onlar çetelere avukatlık yaparken, onlar darbecilere çanak tutarken, onlar mafya ile el ele dolaşırken AK Parti gücünü milletten aldı. Onlar bildirileri alkışlarken, onlar statüko mitingleri yaparken, vesayetçi anlayışlardan medet umarken AK Parti dik durdu, milletin yanında durdu, canı pahasına milli iradeyi korumanın mücadelesini verdi.
AK Parti sadece ve sadece milletle iş birliği yapar. Bunlar millete tepeden baktılar, bugün de tepeden bakıyorlar. Bunlar millete karşı her zaman seçkinci davrandılar, hala da seçkinci davranıyorlar. Arayın, bakın. Bunları kaymak tabakanın arasında görürsünüz, milletin arasında değil. Milletin arasına giremezler. Bunlar aziz millete ne dediler, ‘Bidon kafalı’ dediler. ‘Göbeğini kaşıyan adam’ dediler. Bunlar ‘Çiftçinin oyu ile profesörün oyu aynı olamaz’ dediler. Bunların demokrasi anlayışı bu. Bugün de millete aynı gözle bakıyor, milleti aşağılamaya devam ediyorlar. AK Parti birileriyle iş birliği yaptı demek, alenen, açıkça milleti aşağılamaktır, milletin tercihini aşağılamaktır, milletin takdirini aşağılamaktır. Bu kafa tam 40 yıldır değişmedi. Değişmediği için de benim milletim bu CHP’yi tek başına iktidar yapmadı ve ben inanıyorum yine yapmayacak.”
-”DÜRÜST OL, DÜRÜST”-
Kılıçdaroğlu’nun eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal gibi olduğunu savunan Erdoğan, ”Sabah başka, akşam başka… Hatta hızlandı bu iş. Öğlen başka, akşama doğru başka. Çok hızlı değişiyorlar” dedi.
Başörtülü kızların üniversitelerde okuyabilmeleri için TBMM’den 411 oy çıktığını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
”Şimdi CHP Genel Başkanı sağda solda dolaşıyor, ‘Başörtü sorununu ancak biz hallederiz’ diyor. Dürüst ol, dürüst. 411 oy parlamentodan çıktığı zaman parlamento’nun tercihini, başörtülü yavrularımızın üniversitede rahatlıkla okuyabilmelerinin önündeki engelleri kaldıran 411 oyu Anayasa Mahkemesine kim götürdü? CHP götürdü. Onun altında senin de imzan vardı. Şimdi hangi yüzle geliyorsun, benim milletime, ‘Bunu biz hallederiz’ diyorsun? Bunlar, bu. Bunların milletle ayarı tutmaz. Bunlar özgürlükçü değil. Bunlar demokrat değil. Bunlar eğitim özgürlüğüne karşı. 367 saçmalığına kim çanak tuttu? Yine bunlar, CHP. ‘Ordu göreve’ pankartının altında yine CHP vardı. ’27 Nisan’ açıklamasına, şimdi ‘muhtıra muhtıra’ diyorlar ya, kim ‘oh’ dedi? Yine CHP dedi. Çetelere avukatlık yapacaksın, Tam Gün yasasını iptal ettirip milleti mağdur edeceksin, vesayete göz yumacaksın, statükoya sırtını dayayacaksın, ondan sonra da ‘AK Parti nasıl iktidara geliyor?’ sorusunun cevabını bulamayacaksın.”
-”RENKTEN RENGE GİRENLERE BENİM MİLLETİM PRİM VERMEZ”-
Erdoğan, siyasetin tutarlılık, samimiyet, ciddiyet ve dürüstlük gerektirdiğine işaret etti ve ”Önceki genel başkan aynen işte o da böyle yaptı, koltuğu bırakamadı” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun önce CHP genel başkanlığına aday olmadığını söylediğini ancak ertesi gün genel başkanlığa aday olduğunu anlatan Erdoğan, ”Dürüst ol dürüst, bu millet dürüstü sever, dürüstü. Böyle renkten renge girenlere benim milletim prim vermez” diye konuştu.
Referanduma 44 gün kaldığını ve bugünleri çok iyi değerlendirmek gerektiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
”Şimdi CHP’nin şu andaki genel başkanı her gün geliyor, bir kuyuya bir taş atıyor, bizim gidip çıkarmamızı istiyor. Öyle iddialar ortaya atıyor ki, kargalar bile gülmeye tenezzül etmez. Böyle sorumsuz, lafının ağırlığı olmayan bir muhalefet olabilir mi? Ortaya vizyon koymayan, çözüm önerisi getirmeyen, sadece popülizm yaparak, demagoji yaparak siyaset yaptığını zanneden bir muhalefet olabilir mi?”
CHP yönetimiyle, CHP’ye oy, gönül vermiş olanları ve MHP yönetimiyle, MHP’ye oy, gönül vermiş olanları tamamen ayrı tuttuğunu vurgulayan Erdoğan, her iki partinin yönetiminin hem milletten hem kendi tabanlarından kopuk bir siyaset tarzı izlediklerini ifade etti. Erdoğan, şöyle devam etti:
”Allah aşkına soruyorum; Şu CHP Genel Başkanı’nın ağzından dökülen çirkin kelimeler, benim CHP’ye oy vermiş vatandaşımın hissiyatı olabilir mi? MHP Genel Başkanı’nın ağzından dökülen hakaretler, küfürler, benim MHP’ye oy vermiş kardeşlerimin ruh halini yansıtabilir mi? Bu üslup, bu iftiralar, bu hakaretler, bu ülkenin güzel insanlarına, zarif insanlarına, nezih insanlarına apaçık bir haksızlık değil midir?”
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Eğer, bu ülkede, benim vatanımda eğer terör bizim iktidardan çekilmemizle bitiyorsa çekiliriz” dedi.
Erdoğan, Kuvayi Milliye Meydanı’nda partisince düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Bursa İnegöl’de ve Hatay Dörtyol’da son günlerde bazı üzücü olaylar yaşandığını, İnegöl’de küçük bir kıvılcımın sokak olaylarına neden olduğunu, Dörtyol’da 4 polisi şehit eden terörist saldırının bu ilçede tatsız olayların çıkmasına zemin hazırladığını anlattı. Bu olayları her bir Balıkesirlinin iyi değerlendirmesini ve iyi analiz etmesini isteyen Erdoğan, şunları söyledi:
”Gerek terör örgütünün bu saldırıları, gerek ilçelerimizde sahnelenen bu provokasyonlar, sinsi bir planın devreye konulmaya çalışıldığını gösteriyor. Terör örgütü, tam da 12 Eylülde, Türkiye’nin demokrasi adına, geleceği adına çok önemli bir karar vereceği halk oylamasının hemen öncesinde eylemlerine hız vermeye çalışıyor. Taşeron terör örgütü Şemdinli’de, Çukurca’da, Reşadiye’de, Samsun’da, Hatay’da güvenlik güçlerimize saldırırken, muhalefet partileri maalesef bunu bir fırsat gibi değerlendiriyor. Onlar da eş zamanlı olarak hükümete saldırmaya… Ya bu terörle mücadele sadece AK Parti’nin işi mi? Bunu hep beraber yapacağız. Medyasıyla, sivil toplumu ile hep beraber yapacağız. Dünyanın hiçbir yerinde bu tür mücadeleler iktidar mücadelesi olarak gerçekleşmedi. İktidarı ile muhalefeti ile… Ama biz de bu iş çirkin gidiyor; ‘AK Parti yıkılsın da ne olursa olsun’. Her zaman benim bir sözüm var, yine aynı şeyi söylüyorum. Eğer, bu ülkede, benim vatanımda eğer terör bizim iktidardan çekilmemizle bitiyorsa çekiliriz. Ama biz bunları gördük. Terör bu ülkede 84’te başladı. 84’ten bu yana her yıl teröre verdiğimiz şehidimizin sayısı belli ve şu ana kadar yaklaşık teröre verdiğimiz sayı 7 bin ve bunu şöyle diğerleriyle ortaya koyduğumuzda terörle mücadelede teröristlerin bu noktadaki sayısını da ele aldığımızda bu kadar şehit verdik, bu mücadele bu şekilde devam etti ve şu son 7, 7.5 yılda da bu mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz. Ama şimdi ne yapıyorlar. Sesi yükseltiyorlar. Yükselten kim, medyası, muhalefeti hep beraber iş birliği halinde bunu sürdürüyorlar.”
-”TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANI ŞANTİYE”-
Türkiye’nin ekonomik noktada düzene girdiğini, şu anda dünyada belli bir saygınlığı yakaladığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
”Bundan rahatsız oluyorlar. Bakınız göreve geldik, Türkiye’nin IMF’ye olan borcu 23,5 milyar dolardı ve o zaman iktidarda MHP, DSP ve ANAP vardı. IMF’den aldıkları borç 30 milyar dolardı. Ödedik, ödedik, ödedik ve şu anda 7 milyar dolar borcumuz var. Merkez Bankamızın kasasında 26,5 milyar dolar vardı, şimdi 75 milyar dolar var. Çıkıyorlar bakıyorsunuz şu anda anamuhalefeti de yavru muhalefeti de söyledikleri ne? Söyledikleri şu. Diyorlar ki, ‘milleti yoluyorlar’. Ya yolsuzlukların olduğu bir iktidar olsa, bu borçlar neyle ödenecek? Milli bankamız Merkez Bankasının kasası nasıl dolacak? Siz kasayı boşalttınız biz kasayı doldurduk ve şu gördüğünüz biraz sonra söyleyeceğim yatırımları biz yaptık bu ülkede.”
-”BİZ BİRİZ, BERABERİZ”-
Halk oylamasında ”hayır” dedirtebilmek için sokağı tahrik edenleri, gençleri tahrik edenleri, ülkenin huzuruna kastedenleri, milletin ferasetine, basiretine ve takdirine havale ettiğini söyleyen Erdoğan, ”Polisime saldıran, polisimi şehit eden anlayış ne kadar tehlikeliyse polis araçlarını ateşe veren, polislerimize karşı koyan anlayış da o kadar tehlikelidir. Polise taş atan anlayış ne kadar kötüyse, polis merkezlerini taşa tutan, esnafa zarar veren, cam çerçeve indiren anlayış da o kadar kötüdür. Ne demek ya bu iş yeri benim Kürt kökenli vatandaşıma ait. ‘Gidelim onun dükkanını indirelim’ olmaz böyle bir şey, olmaz. Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Gürcü’süyle, Abaza’sıyla, Roman’ıyla, Boşnak’ıyla, Arnavut’uyla biz biriz, beraberiz” diye konuştu.
”Yaratılanı severiz Yaradan’dan ötürü” diyerek yola çıktıklarına işaret eden Erdoğan, ”Hiç kimse kanun kural tanımadan hak hukuk tanımadan sokakları çatışma yerine çeviremez. Masum vatandaşlarımıza zarar veren nümayişler çıkaramaz. Bu infialleri, bu gösterileri haklı gibi göstermek, meşru gibi göstermek büyük bir sorumsuzluk örneğidir. Siyasetçilere düşen, toplumu gerecek, toplumu birbirine düşürecek açıklamalar yapmak değil, birlik ve kardeşlik mesajları vermektir” diye konuştu.
-ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ-
Erdoğan, 1914-1917 arasında Balıkesir Lisesinin hiç mezun vermediğini çünkü bu öğrencilerin Çanakkale cephesine koştuğunu anlattı ve cepheye giden 100 öğrencinin sadece 3’ünün geri dönebildiğine dikkate çekti. Balıkesirli gençlerin, Çanakkale şehitlerinin mezarlarını ziyaret ederek Fatiha okumalarını isteyen Erdoğan, şöyle konuştu:
”Oralarda yatanların nerelerden geldiğine lütfen dikkat edin. O mezar taşlarında Trablusgarp’ı göreceksiniz, Cezayir’i, Silistre’yi, Şam’ı, Selanik’i, İşkodra’yı, Kudüs’ü, Üsküp’ü göreceksiniz. Ta o uzak diyarlardan gelen yiğitlerin, 81 vilayetimizden gelen kahraman askerlerimizle, Mehmetçiklerimizle omuz omuza vatan topraklarını müdafaa ettiğine şahit olacaksınız. Çanakkale Şehitliği’nde Dumlupınar, Sakarya, Sarıkamış şehitliğinde, Edirneliyle, Diyarbakırlının, İstanbulluyla Muşlunun, Yozgatlıyla Vanlının, Balıkesirliyle Batmanlının yan yana yattığını göreceksiniz. Onların şahadet şerbetini birlikte içtiğine şahit olacaksınız. Biz birbirimize öyle kardeş olduk ki, hiçbir terör eylemi, hiçbir provokasyon bizi birbirimizden ayıramaz, bizi birbirimize hasım edemez. Biz bir elin parmakları gibiyiz. Biz kardeşiz. Biz akrabayız. Onun için sağduyu diyoruz. İşte onun için sabır diyorum.
Sokağa dökülenler, camı çerçeveyi indirenler, çok açık söylüyorum, terör örgütünün tuzağına düşerler. Kardeşine kem gözle bakanlar, komşusuna kem gözle bakanlar, çok açık söylüyorum, terör örgütünün hain emellerine alet olurlar. Öfkeyle, hiddetle, kızgınlıkla hareket edenler, fitnecilerin oyununa gelirler.”
Buradan tüm Türkiye’ye, tüm vatandaşlara seslendiğini ifade eden Erdoğan, ”Bu tuzağa lütfen düşmeyin, bu tahriklere lütfen aldanmayın. Terör örgütü sizin öfkelenmenizi istiyor, hiddetlenmenizi istiyor, sokağa dökülüp kardeşlerinize kem gözle bakmanızı istiyor. Bu oyuna lütfen gelmeyin. Sizi tahrik eden siyasilerin tahriklerine kapılıp kardeşliğimizi zedeleyecek olaylara vesile olmayın. Zira değerli kardeşlerim, biz kardeşiz. Nereden olursa olsun biz yaratılırken Adem ile Havva’dan, evet birlikte beraber doğduk. Yaratılanı da Yaradan’dan ötürü sevdik” dedi.
-ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ-
12 Eylülde yapılacak referandumda kullanılacak oyların Türkiye için yeni bir dönemin kapılarını aralayacağına işaret eden Erdoğan, bunun Türkiye için bir dönüm noktası olacağını belirtti. 12 Eylülün, aynı zamanda bir milat olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
”Esasen, bu değişikliği kimlerin istemediğine, kimlerin bu değişikliğin karşısında durduğuna bakarsanız, mesele çok daha iyi anlaşılır. Kim hayır diyor? Burası çok önemli. Kim hayır diyor? CHP yönetimi hayır diyor, MHP yönetimi hayır diyor, BDP yönetimi hayır diyor. Başka kim hayır diyor? Bir kısım medya. YARSAV hayır diyor. Millete tepeden bakanlar, seçkinciler, tuzu kuru olanlar hayır diyor. Bitmedi, bu anayasa değişikliğine terör örgütü PKK da hayır diyor. Bak şimdi, CHP, MHP, BDP, terör örgütü, YARSAV bir kısım medya, şu anda hepsi bir araya geldiler. Sevgili kardeşlerim. Şerde hayır olmaz. Kötülükte hayır olmaz. Şimdi çıkmışlar, bir kısmı da boykot çağrısı yapıyor. Bu tablodan, bu manzaradan, bu ittifaktan Türkiye’ye bir hayır gelir mi?” diye konuştu.
Erdoğan’ın ”12 Eylülde halk oylamasında ne diyoruz? Demokratik standartların yükseltilmesine ne diyoruz? Hak ve özgürlüklerin daha da güçlenmesi için ne diyoruz? Daha büyük Türkiye, daha büyük Balıkesir için ne diyoruz? Üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne geçmek için ne diyoruz?” sözleri üzerine alandakiler, ”Evet” yanıtını verdi.
-”BENİM BOYUM KAÇ SANTİM ONUNLA UĞRAŞIYOR”-
CHP, MHP ve diğerlerinin anayasa değişikliğine ilişkin 27 maddenin içinde ne olduğu hakkında konuşmadığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
”Düşünebiliyor musun benim boyum kaç santim onunla uğraşıyor. Bunlar bu hale gelmiş. Çünkü bu anayasa değişikliğiyle söyleyecekleri bir şey yok. Hanım kardeşlerimin haklarını anayasal güvence altına alıyor. Onların her alanda teşvik edilmesini sağlıyoruz. Bugünlerde çıktılar, bu bazı gruplar var. Şu anda anamuhalefet onu söylüyor, ‘Başbakan kadın-erkek eşitliğine karşı’ diyor. Değerli kardeşlerim, burada oyun oynuyorlar. Kadın-erkek eşitliği dersen, fiziki anlamda hiçbir zaman kadın-erkek eşit değildir. Olamaz, milleti aldatmayın.”
Haklar konusunda kadınla erkeğin eşit olduğunu vurgulayan Erdoğan şöyle devam etti:
”Ama biz ne diyoruz, kadın-erkek fırsat eşitliği diyoruz, burada adalet. Şimdi geleceğim, kadın da erkek de kutsaldır, eşref-i mahlukattır ve kadının öyle bir özelliği var ki aynı zamanda annedir, anadır. Ve cennet bizim değerlerimizde babanın ayağının altına konulmadı, ya? Ananın ayağının altına konuldu. Biz annelerimizi ayağının altını öperiz. Ama bunlarda annelik kutsal değil. Bunlarda kadınlık kutsal. Biz ise diyoruz ki kadın eşreftir, annelik onun en önemli zenginliğidir. Onu bir kenara atamazsınız ve bizim bu konuda fırsat eşitliğini ön plana çıkarmamızı kimse başka yerlere çekmesin. Siz kadınla erkeğe eşit fırsatlar sunmayacaksınız, ikisine de insanca muamele yapmayacaksınız sonra da çıkıp eşitlikten dem vuracaksınız. bunun adı açıkça istismardır, çarpıtmadır. Bizim bu konuda yaptıklarımıza onların hayalleri bile erişemez.”
Erdoğan, 2004’te yaptıkları anayasa değişikliğiyle kadın-erkek eşitliğinin ilk defa anayasaya girdiğini, İş Kanunu’nda eşit işe eşit ücret hakkını getirdiklerini anlattı. 2009’da ilk defa TBMM’de Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu kurduklarına dikkati çeken Erdoğan, ailenin korunmasına dair çok önemli bir kanun çıkardıklarını Aile Mahkemelerini kurduklarını dile getirdi.
-SİVİL SAVUNMADAN RADYASYON ÖLÇÜMÜ-
Başbakan Erdoğan, miting alanına gelmeden önce, konuşma yapılan platformun yanında Balıkesir Sivil Savunmaya bağlı bir ekip, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından üretilmiş olan radyasyon ölçüm aletiyle radyasyon ölçümü yaptı.
Erdoğan, konuşmasının ardından referanduma evet kararı alan sivil toplum örgütü platformlarına teşekkür etti.
Başbakan türk milletının babasıdır.insan babasına güvenmezmi.referanduma evet.başbakana evet.başbakanım seni seviyoruz.sana kimse bişey yapamaz.