ÂBİDE etimolojisi – [Türkçe’de türetilmiştir]


(ﺁﺑﺪﻩ) i. (Arapça ebed “sonu olmayan gelecek zaman”dan ābide) [Türkçe’de türetilmiştir]
1. Bir kişiyi, bir olayı gelecek nesillere hatırlatmak, değerini tanıtmak için yapılan heykel veya mîmârî eser, anıt: “Çanakkale âbidesi.”

Gemiden bizim hiçbir âbidemiz, hiçbir tümseğimiz görünmüyor (Rûşen E. Ünaydın).

2. Yılların, yüzyılların ötesine kalacak değerde mîmârî eser:

Pek eski bir âbide olan Yeşil Câmi’in bu yenilik hâli işte bu tâmirden ileri geliyor (Ahmet Hâşim).

3. Bir düşünce, duygu veya hâlin bütün özelliklerini kendinde toplamış olan; o düşünce, duygu veya hâlin timsâli, sembolü durumunda bulunan şey veya kimse [Bu anlamda isim tamlamasının ikinci öğesi durumundadır]: “Güzellik âbidesi.” “Fazîlet âbidesi.”

Fakat ana da baba da günün birinde onların yetişip birer insanlık âbidesi olacaklarından habersiz bulunuyorlardı (Sâmiha Ayverdi).

Hele o Mesaj filmi bir sanat hârikası, bir sanat hâdisesi, bir sanat âbidesi (Ergun Göze).

4. sıf. Yüzyılların ötesine kalacak değerde olan, âbideleşmiş:“Âbide şahsiyetler.”

Kâşgarlı Mahmud, devrinde büyük himmet göstermiş, âbide eser yazmış, aziz vazîfe görmüş tam bir Türk büyüğüdür (Nihad S. Banarlı).

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.