Vicahen: Yüzüne karşı, yüz yüze.
örnek cümleler:
- failiyetlerine vicahen ve müttefika karar verildi.
- vicahen tutulan tutanakların, alınan kararların hukuka uygunluk karinesinden yararlanabilmesinin mümkün olmadığı vurgulandı.
- Tahir oğlu Ali’nin vicahen (yüzüne karşı) ve Dadak Ali’nin gıyaben Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun 3’üncü maddesi mucibince on beşer seneye ve Odabaşıoğulları’ndan Mustafa, Rasim ve Osman, Kahraman oğlu Hasan, Hanım oğlu Tevfik Çavuş, Fındık oğlu Murad’ın vicahen beşer sene küreğe konulmalarına ve bu cürmden tevkif edilip de ef’ali muddea bihaya mücaseretleri (olayla doğrudan ilişkileri) anlaşılamayan diğerlerinin beraetlerine … karar verildi.
- Hafız Sami’yi vicahen tanımıyorlar ama sesinden tanıyorlar.
- Kaldı ki Bediüzzaman’ın Abdülhamid ile “vicahen asla görüşmediğine” dair, inkârî mahiyette kesin bir bilgi de mevcut değildir.
- Sanıklar 13’ü vicahen, ikisi gıyaben olmak üzere 15 idam, çeşitli hapis cezaları ve beraat kararları verildiğini konuldukları ambarda öğreniyorlar.