Kategori: sözlük

prelüd ne demek? (prelude doğaçlama müzik)

black and white black and white close up ivory

Prelüd, belirli bir biçimi olmayan, genellikle bir sahne yapıtından ya da bir kilise töreninden önce seslendirilen, çalgı için yazılmış müzik parçası.

 

Ondokuzuncu yüzyılda prelüdlerin çoğu klavye ya da lavta için besteleniyor, yaygın olarak, prelüd ile füg bir arada kullanılıyordu. Türü, Johann Sebastian Bach’ın tam anlamıyla yerleştirmesinden sonra, Chopin, “prelüd” başlığı altında piyano için “karakter” parçaları yazdı ve Debussy gibi besteciler, onun bu uygulamasını sürdürdüler. Puccini gibi opera bestecileri de, opera uvertürlerinin yerine, daha kısa olan prelüdlere yer verdiler. Okumaya devam et “prelüd ne demek? (prelude doğaçlama müzik)”

AKĀMET, Türkçe’de türetilmiştir

AKĀMET, Türkçe’de türetilmiştir

(ﻋﻘﺎﻣﺖi. (Arapça ‘uḳm “kısırlık”tan ‘aḳāmet) [Türkçe’de türetilmiştir
1. Kısırlık, verimsizlik. 
2. mec. Sonuca varamama, yarıda kalma: 

Tasavvurunun akāmetinden münfail olan vâlî bile şahsıma karşı insaf ile davranarak istîfâma muhik bir karar nazarı ile bakıyor (Hâlit Ziya Uşaklıgil). 
Akāmete uğramak: Sonuçlanmamak, kesilmek, yarıda kalmak: “Bütün teşebbüslerinin akāmete uğraması onu perîşan etti.”

(ﻋﻘﺎﻣﺖ) i. (Ar. ‘uḳm “kısırlık”tan ‘aḳāmet) [Türkçe’de türetilmiştir]
Türkçe’de türetilmiş bir kelime: ahşap

Türkçe’de türetilmiş bir kelime: ahşap

[Kelimenin Arapça’daki çoğulu huşub’dur; ahşâb Türkçe’de türetilmiştir]

(ﺍﺧﺸﺎﺏi. (Arapça ḫaşeb “ağaç kütüğü, odun”un çoğul şekli aḫşāb) [Kelimenin Arapça’daki çoğulu huşub’dur; ahşâb Türkçe’de türetilmiştir
1. Kereste, tahta, ağaç: 

Bu vatandaş biraz ahşapla biraz kerpiçten

Yapabilmiş bu güzellikleri birkaç hiçten (Yahyâ Kemal). 

Lisâniyat ilminin “calque” dediği taklit yolu ile de Türkçe’miz kelimeler uydurdu. Haşeb’den ahşâb’ı, meflûk’ten felâket’i, salâh’tan salâhiyet’i biz îcat ettik (Nejat Muallimoğlu). 

2. sıf. Tahtadan, ağaçtan yapılmış [Bilhassa inşaat için kullanılır]: “Ahşap binâ.” “Ahşap köprü.” Huzur içinde yaşanmış o ahşap evlerde (Orhan Seyfi Orhon). Türk mîmârı ahşap yapıda plan zenginliği, konfor, ihtişam ve dış zarâfet ve güzelliği ile dehâ eseri bedîalar vermiştir (Reşat Ekrem Koçu).

ukbâ ne demek? ﻋﻘﺒﻰ

(ﻋﻘﺒﻰi. (Arapça ‘uḳbā) Öbür dünya, âhiret: 

Ne dünyâda ne ukbâda

Gönül bir özge sevdâda

Demâdem fikr-i Mevlâ’da

Gönül eğlenmez eğlenmez 

(Aziz Mahmud Hüdâyî). 

Ukbâda pâye almağa sâî olan kişi

Dünyâda doğrulukla görür bence her işi 

(Abdülhak Hâmit). 

Ne çâre ki âileden onu en son gören o olmuş ve bu değerli adam ukbâ hayâtına geçip gidivermiştir (Sâmiha Ayverdi).

nedret ne demek? ﻧﺪﺭﺕ

(ﻧﺪﺭﺕ) i. (Ar. nedret) Arapça kökenli olan bu kelime az bulunma, azlık anlamlarına gelmektedir.

Cümle içerisindeki örnek kullanımları: Hakîkatte altın ve gümüş ve mücevherat nedretlerinden ve incilâ-yı tabiîlerinden başka bir hassa-i nâfiaya mâlik olmayıp… (Ziyâ Paşa).

Takdîr-i umûmîye mazhariyeti bilakis nedretine delâlet eder (Cenap Şahâbeddin).

Nedretin şundan olur ki mâlûm / Yerde de gökte de mislin mâdum (Abdülhak Hâmit).