Güzel Şahtan bize bir dolu geldi
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
Hünkâr Hacı Bektaş Veli’den geldi
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
Herkes sevdiğini tanır sesinden
Senin muhabbet’in beni has eden
Selmanım keşkülün doldur bu sudan
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
Payım gelir erenlerin payından
Muhammet neslinden Ali soyundan
Kırkların içtiği Engür suyundan
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
Beline bağlamış Nurdan bir kemer
İçmişem doluyu yüreğim yanar
Herkes sevdiğinden bir dolu umar
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
Senin Âşıkların kaynadı coştu
Canan’ı uğruna canından geçti
Sefil Hüseyin’im bir dolu içti
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
Güzel Şah’tan bize bize bir dolu geldi
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
Hünkar Hacı Bektaş Veli’den geldi
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
Payım gelir erenlerin payından
Muhammet neslinden Ali soyundan
Kırkların içtiği engür suyundan
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
Herkes sevdiğini bilir sesinden
Dostun muhabbeti beni has eden
Salman‘ın keşkülünü doldur bu sudan
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
keşkül (ﻛﺸﻜﻮﻝ) i. (Fars. keşkūl) : Eskiden gezginci Kalenderî dervişlerin halktan aldıkları yiyecekleri karışık olarak içine koydukları, Hindistan cevizi kabuğu veya abanozdan yapılmış, 20 – 30 santim boyunda, iki yanından geçirilmiş bir zincirle omuza asılan kayık biçiminde kap, keçkül.