Etiket: Akif BEKİ

Çömelmeyecek ama!

Radikal yazarı Akif Beki’nin 1 Temmuz 2010 tarihli yazısı.

Kılıçdar-oğlu’nun olası Gediktepe çıkarması için ‘çarşamba’ demişlerdi, olmadı.
Belki perşembe’ye kalacaktı, teyit ettiremedim dün.
Bugün gidebilir mi?
CHP Genel Merkezi’ne sordurdum, tarih bile veremediler bu defa.
İster istemez o soru geldi aklıma;
Acaba, Genelkurmay’la Kılıçdaroğlu arasında gizli bir ‘çömelme’ pazarlığı mı yaşanıyor?
***
Başbakan için askeri zorunluluk olan çömelme, mantıken, Kılıçdaroğlu için de geçerli olmalı.
Aksi halde durumu izahta müşkilat çekeceğini mi söyledi, Genelkurmay?
Öyle ya, Başbakan’dan çömelmesini isteyen de, kamuoyuna ‘askeri mecburiyet’ açıklamasını yapan da onlardı.
Şimdi, ana muhalefet lideri tutturmuş, aynı mevziye gitmek istiyor.
Ama ‘çömelmem’ diye de diretiyor.
Genelkurmay, zor bir ikilemle karşı karşıya.
Ya kendisiyle çelişecek ya da Başbakan’ı açığa düşürmüş olacak.
Ne uğruna?
Kılıçdaroğlu’nun, siperde dikilip afişlik bir poz yakalama hesabı uğruna.
O ayakta, Başbakan ise çömelmiş görünecek; bütün meselesi bundan ibaret.
Siyasi rakibine çalım atıp, puan toplayacak.
‘Koyun can derdinde, kasap et derdinde’ yani.
Doğrusu, nasıl çözüleceğini çok merak ediyorum, bu yapay krizin.
***
Kılıçdaroğlu, ‘ama’larla başladı.
Fakat, daha ilk günden üst üste bu kadar ‘ama’, fazla kaçmadı mı?
Gediktepe’ye muhtemel ziyaretini ön şarta bağladı, yetmedi.
Başbakan’la randevu ihtimaline de şartlar koştu.
‘Görüşmeye gitmem, ama ayağıma gelirse olur’ diyor.
‘Cumhurbaşkanı çağırırsa tamam, ama Başbakan olmaz’ diyor.
‘Gediktepe’ye giderim, ama çömelmem’ diyor.
Daha planlanmamış ziyaret, henüz vaki olmamış davet ihtimalleri üzerine, şartlarını sıralayıp duruyor peş peşe.
Muhalefetteyken böyleyse, maazallah iktidara gelirse neler yapmaz?
***
CHP’de üslup değişikliği için umut vermişti, gelişi.
Kılıçdaroğlu, bu belalı ‘ama’ sözcüğü ile erken hemhal oldu.
İktidar olmadan devletli olmaya mı heves etti?
Maraza çıkarmak için bahane mi arıyor,yoksa?
Anlayamadım…
Başbakan’ın CHP’yi ziyaretine, zinhar karşı değilim.
Hiç de fena olmaz hatta.
‘Ama’, Kılıçdaroğlu’nun üslubuna itirazım var.
Erdoğan’ın CHP’yi ziyareti neyse, Kılıçdaroğlu’nun AK Parti’ye gitmesi de odur.
Biri iyiyken, diğeri kötü fikir olamaz.
Gitmeyi kategorik olarak reddetmenin neresi siyasi adaba sığar?
Kılıçdaroğlu’nun engeli mi var ki, bu seçeneği re’sen dışlıyor?
Gönlü yok, işi yokuşa sürüyor bence.
Randevu talebini kamera şartına bağlamakla aynı şey.
İkisi de kaçak güreşmek, ikisi de ucuz popülizm değil mi?
***
Birileri, Kılıçdaroğlu’na CHP’nin sicil karnesini hatırlatsa keşke.
Uzatılan eli hep havada bıraktı, Baykal.
‘Ama’, uzlaşma çağrılarını da düşürmedi dilinden.
Selefinin sadık halefi olacaksa, ‘ama’sını düşünmeli Kılıçdaroğlu.
Devlette süreklilik, CHP’de devamlılık mı esas?

Akif BEKİ’den umut veren yeni yıl yazısı

Bu adamın yazıları gerçekten müthiş oluyor, okurken keyif almamak elde değil.
Bu yılbaşı arifesinde, gelecekten bazı haberler vermeye çalışsam size…
Müjde yerine geçer mi?
Faraza desem ki; yeni yıl, büyük sürprizlere gebe…
Hatta hazırlıkların bir bölümü, yılın son MGK’sında paketlenecek.
Ve 2010’un başlarından itibaren, peyder pey açıldığını göreceğiz bu paketin.
l Mesela Mahmur Kampı boşaltılacak, desem…
l Kandil karargâhı tahliye edilecek…
l PKK, silah bırakacak…
l Eski DTP’liler, İmralı’dan da, Kandil’den de bağımsız siyaset yapmayı öğrenecek…
Kısacası yeni yıl, geride bıraktığımız son bir yıldan daha iyi olacak…
Geçen seneyi aratmayacak, bu gelen.
Ne dersiniz?
Benim safdilliğime vermezsiniz herhalde bunu.
***
Dün, Ankara muhitlerinde dolaştım biraz.
Size şu kadarını söyleyebilirim;
Sürpriz beklentim ne kehanetten, ne de ‘İyi seneler’ kıvamında dilek ve temennilerden ibaret.
Her halinden belli… Ankara, batnında mühim gelişmeler saklıyor, besliyor, büyütüyor…
Bekleyin, görmeye başlarız yakında emarelerini.
Yarınki MGK toplantısı, bu açıdan dikkatle izlenmeye değer bence.
‘Erkân-ı devlet’in, ulusal güvenliğe giren sıcak konuları ele alacağına şüphe yok.
Ehemmiyeti de buradan geliyor zaten.
İçinde bulunduğumuz ‘ahval ve şerait’ böyleyken…
MGK üyesi zevat, yılın son toplantısını geleceğe dair iyi niyet dilekleriyle kapatmak üzere toplanmaz.
Bu yılbaşı, yeni ve daha parlak bir senenin başlangıcı olacaksa, nüveleri, Köşk’teki MGK salonunda uç verecek…
***
Son KCK operasyonu, suikast iddiaları, kurumlar arası gerilimler, istihbarat savaşları falan derken, ortalığı kaplayan toz duman yanıltmasın sizi.
Koca bir seneyi heba ettik diye hayıflananlara, şunu söylüyorum;
2009 yılını sancılı geçirmesek, 2010’da bu sürpriz doğumlardan hiç birinin gerçekleşme ihtimali olmazdı.
Öyle manalı bakmayın hemen, altında başka sebepler de aramayın…
Biraz iyimserlikten zarar gelmez.
En kötü ihtimalle, şom ağızları dinlemekten evladır.
Daha iyisini hak ediyorsak, neden olmasın?
Kaynak: Radikal