Etiket: asker

Tek tip askerlik 9 ay olacak, Asker ihtiyacı karşılanırsa bedelli askerliğe izin çıkacak

Yeni Genelkurmay Başkanı’nın gündeme getirdiği tek tip askerlikte detaylar netleşiyor. Tüm askerler dokuz ay aynı karavanadan yiyecek. Asker ihtiyacı karşılanırsa bedelliye izin çıkacak.

Bugün itibariyle Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturacak Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner’in yeniden gündeme getirdiği tek tip askerlik uygulamasının detaylarına ulaşıldı.

Sabah’ın haberine göre, zorunlu askerlik hizmetini sadeleştiren tek tip askerlik düzenlemesinde dokuz aylık bir süre üzerinde çalışıldığı öğrenildi. Yeni model hayata geçtiğinde dört yıllık üniversite mezunu olanlar ile olmayanlar aynı sürede vatani görevini yapacak. Okumaya devam et “Tek tip askerlik 9 ay olacak, Asker ihtiyacı karşılanırsa bedelli askerliğe izin çıkacak”

profesyonel ordu projesinde ayrıntılar netleşmeye başladı

Terörle mücadele için sınırda görev yapacak özel orduya katılacak askerler, görev yaparken yüksek maaş alacak ve her yıl ayrıca yüklü miktarda da tazminat hakkına sahip olacak. Askerler en fazla 32 yaşına kadar dağda kalacak.

Daha önce tartışılan özel ordu projesi, demokratik açılım çerçevesinde görüşülen bir plandı. Artan terör olaylarının ardından konuyla ilgili çalışmalara hız verildi. Başbakan Tayyip Erdoğan, ziyaret ettiği muhalefet parti liderlerine konuyla ilgili bilgi verdi.

Genelkurmay’ın üzerinde çalıştığı plana göre, bölgeye gidecek askerler uzman er statüsünde görev yapacak.

Özel ordunun askerleri 25 veya 30, en fazla da 32 yaşına kadar çalışacak.

Kurulacak özel ordu, terör örgütü PKK’yla kendi yöntemleriyle savaşacak.

Personel için kamuda özel görevlendirilme yapılacak, isterlerse bulundukları bölgede masabaşı işler de yapabilecekler. Ancak, terörle mücadelede tecrübelerinden yararlanılacak.

Özel orduya bağlı askerlerin maaşı yüksek olacak, görev yaparken şehit düştüklerinde de ailelerine yüklü tazminat verilecek.

Askerler, çalıştıkları her yıl için de yüklü miktarda tazminat alacaklar. Bu para sayesinde görev süreleri dolduktan sonra hayatlarını rahatlıkla idame ettirebilecekler.

Özel ordu mensupları, bölgenin koşullarına göre eğitilecekler. Şu anda bölgede şehit olan askerlerin çoğu 3 aylık bir eğitimin ardından görev yerlerine gidiyor.

PKK karşısında ne yapacağını bilecek, onların tekniğiyle savaşacak yeni kuvvetler, terörle mücadelenin eksiksiz yapılmasını sağlayacak teknik donanıma da sahip olacak.

Bölgedeki tüm istihbarat bilgileri de özel orduya anında aktarılacak.

Otopsi raporu intiharı yalanladı acılı aile açıklama bekliyor

Şırnak’ta vatani görevini yaparken hayatını kaybeden Hakan Erdoğan’ın ailesine, oğullarının önce şehit olduğu, daha sonra kafasına tek kurşun sıkarak intihar ettiği açıklandı. Otopsi raporunda ise Erdoğan’ın ‘karın boşluğuna isabet eden kurşun’la öldüğü belirlendi. 3 aydır Genelkurmay’dan konuyla ilgili açıklama bekleyen aile, gerçek nedeni öğrenmeye çalışıyor.

Çömelmeyecek ama!

Radikal yazarı Akif Beki’nin 1 Temmuz 2010 tarihli yazısı.

Kılıçdar-oğlu’nun olası Gediktepe çıkarması için ‘çarşamba’ demişlerdi, olmadı.
Belki perşembe’ye kalacaktı, teyit ettiremedim dün.
Bugün gidebilir mi?
CHP Genel Merkezi’ne sordurdum, tarih bile veremediler bu defa.
İster istemez o soru geldi aklıma;
Acaba, Genelkurmay’la Kılıçdaroğlu arasında gizli bir ‘çömelme’ pazarlığı mı yaşanıyor?
***
Başbakan için askeri zorunluluk olan çömelme, mantıken, Kılıçdaroğlu için de geçerli olmalı.
Aksi halde durumu izahta müşkilat çekeceğini mi söyledi, Genelkurmay?
Öyle ya, Başbakan’dan çömelmesini isteyen de, kamuoyuna ‘askeri mecburiyet’ açıklamasını yapan da onlardı.
Şimdi, ana muhalefet lideri tutturmuş, aynı mevziye gitmek istiyor.
Ama ‘çömelmem’ diye de diretiyor.
Genelkurmay, zor bir ikilemle karşı karşıya.
Ya kendisiyle çelişecek ya da Başbakan’ı açığa düşürmüş olacak.
Ne uğruna?
Kılıçdaroğlu’nun, siperde dikilip afişlik bir poz yakalama hesabı uğruna.
O ayakta, Başbakan ise çömelmiş görünecek; bütün meselesi bundan ibaret.
Siyasi rakibine çalım atıp, puan toplayacak.
‘Koyun can derdinde, kasap et derdinde’ yani.
Doğrusu, nasıl çözüleceğini çok merak ediyorum, bu yapay krizin.
***
Kılıçdaroğlu, ‘ama’larla başladı.
Fakat, daha ilk günden üst üste bu kadar ‘ama’, fazla kaçmadı mı?
Gediktepe’ye muhtemel ziyaretini ön şarta bağladı, yetmedi.
Başbakan’la randevu ihtimaline de şartlar koştu.
‘Görüşmeye gitmem, ama ayağıma gelirse olur’ diyor.
‘Cumhurbaşkanı çağırırsa tamam, ama Başbakan olmaz’ diyor.
‘Gediktepe’ye giderim, ama çömelmem’ diyor.
Daha planlanmamış ziyaret, henüz vaki olmamış davet ihtimalleri üzerine, şartlarını sıralayıp duruyor peş peşe.
Muhalefetteyken böyleyse, maazallah iktidara gelirse neler yapmaz?
***
CHP’de üslup değişikliği için umut vermişti, gelişi.
Kılıçdaroğlu, bu belalı ‘ama’ sözcüğü ile erken hemhal oldu.
İktidar olmadan devletli olmaya mı heves etti?
Maraza çıkarmak için bahane mi arıyor,yoksa?
Anlayamadım…
Başbakan’ın CHP’yi ziyaretine, zinhar karşı değilim.
Hiç de fena olmaz hatta.
‘Ama’, Kılıçdaroğlu’nun üslubuna itirazım var.
Erdoğan’ın CHP’yi ziyareti neyse, Kılıçdaroğlu’nun AK Parti’ye gitmesi de odur.
Biri iyiyken, diğeri kötü fikir olamaz.
Gitmeyi kategorik olarak reddetmenin neresi siyasi adaba sığar?
Kılıçdaroğlu’nun engeli mi var ki, bu seçeneği re’sen dışlıyor?
Gönlü yok, işi yokuşa sürüyor bence.
Randevu talebini kamera şartına bağlamakla aynı şey.
İkisi de kaçak güreşmek, ikisi de ucuz popülizm değil mi?
***
Birileri, Kılıçdaroğlu’na CHP’nin sicil karnesini hatırlatsa keşke.
Uzatılan eli hep havada bıraktı, Baykal.
‘Ama’, uzlaşma çağrılarını da düşürmedi dilinden.
Selefinin sadık halefi olacaksa, ‘ama’sını düşünmeli Kılıçdaroğlu.
Devlette süreklilik, CHP’de devamlılık mı esas?

Erdoğan çalışıyor partisi ve muhalefet uyuyor

Vatan yazarı Erdoğan’ı övdü: Siyaset yaz tatili nedeniyle vitesi boşa almış durumda. Ancak Başbakan Erdoğan hâlâ 5. vitesle siyaset yelpazesinde koşturmaya devam ediyor.
Erdoğan çalışıyor partisi ve muhalefet uyuyor

Siyaset yaz tatili nedeniyle vitesi boşa almış durumda. Ancak Başbakan Erdoğan hâlâ 5. vitesle siyaset yelpazesinde koşturmaya devam ediyor.

Yiğidi öldür ama hakkını ver. Erdoğan inanılmaz bir tempoda çalışıyor.

Kavurucu sıcaklığa rağmen Başbakan Erdoğan her gün bir başka ilde partisinin kongresine katılıyor, çeşitli açılışlarda bulunuyor. Sadece bu kadar mı? Hayır. Her bakanın gündemindeki konularla bizzat Başbakan Erdoğan ilgileniyor, takip ediyor ve karar veriyor. Avrupa Birliği ile IMF görüşmelerini yakından izliyor ve son noktayı kendisi koyuyor. Bu yoğun çalışma temposunu görünce şaşırıyorum.

Erdoğan’ın bu denli yoğun çalışma temposuna ne yazık ki, ne partisi, ne bürokrasi, ne de muhalefet ayak uydurabiliyor. Aksine hem bürokrasinin hem de partisinin kırdığı bardakları da Başbakan Erdoğan tamir ediyor. Eğer bürokrasi ve partisi de Erdoğan’ın temposunda çalışmış olsa AK Parti birkaç dönem daha iktidarda kalmaya devam eder.

***

Erdoğan’ın yoğun çalışma temposunu görünce dönüp bakıyorum muhalefet partileri nerede? Cevap vermekte zorlanıyorum. Onlar, daha çok çalışmak yerine nasıl olsa AKP Hükümeti yıpranır, halk bize dönmeye başlar mantığı ile bir ileri iki geri yapıyor. Oysa hükümetlerin puan kaybettiği dönemlerde muhalefet partilerinin daha çok gündem yaratması gerekmez mi? Halkla ve sivil toplum örgütleri ile daha iç içe olması gerekmez mi?

Başbakan Erdoğan her türlü gündemi bizzat kendisi belirliyor. Hem partisi, hem de muhalefet arkasından aksak ayakla takip etmeye çalışıyor. Bürokrasi ise bu tempoya ayak bağı oluyor. Meydanı boş bulan Başbakan Erdoğan ise salvolarına her gün bir yenisini katıyor. Ben bunları görüyorsam halk da benim gibi bu manzarayı seyrediyor. Eğer vatandaş AKP’den şikâyetçi ise, Erdoğan gibi her gün bir meydanda veya bir salonda muhalefet liderlerini de görmek ister. Ancak halkımız umduğunu değil, bulduğunu yemeğe devam ediyor.

Bana kalırsa Başbakan Erdoğan gündem yaratmakta alternatifinin henüz olmadığını ortaya koyuyor. Halktan alkış almaya devam ediyor. Yanlışları yok mu? Olmaz mı? Mesela ekonomi çok da iyi değil. Vatandaş kan ağlıyor. Erdoğan’ın her gün muhalefet lideri Baykal’a çatması pek de puan toplamıyor; aksine, bir dönemki Çiller-Yılmaz tartışmalarını hatırlara getiriyor. Unutulmamalıdır ki bu tür tasvip görmeyen tartışmalar o partileri siyaset gündeminden bile uzaklaştırdı. Asker kesimini hedef alan veya gösteren tartışmalar ise kamuoyunda fazla alkış almıyor, aksine tepki topluyor.

Bütün bunlara rağmen Başbakan Erdoğan gündemi elinde tutmaya devam ediyor, muhalefet ve partisi ise ayak uydurmakta zorlanıyor.

Aydın Ayaydın-Vatan