Etiket: danıştay

danıştay, 2007 tarihli telekulak yönetmeliğini iptal etti

idari yargının baş organı danıştay‘ın onuncu dairesi, adalet bakanlığı’nın telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme tedbirlerinin uygulanmasına dair 2bin7’de çıkardığı 33 maddelik yönetmeliğin “tamamını” “hukuka aykırı olması nedeniyle” iptal etti. onuncu daireden çıkan kararda, ilgili bakanlığın bu konuda yönetmelik düzenleme salâhiyetinin olmadığı belirtildi. yargının bağımsızlığının, kişi temel hak ve özgürlüklerinin en mühim güvencesini oluşturan hukuk güvenliğini temin etmenin yegâne aracı olduğu vurgulandı. yargı yetkisinin kullanılmasının, yürütme erkine bırakılmaması, hatta yürütmenin etki ve gözetiminin bile bulunmaması gerektiği ayrıca belirtildi.

danıştay 10. dairesi telekulak yönetmeliğini kaldırdı
danıştay telekulak yönetmeliğini iptal etti

söz konusu yönetmelik (ceza muhakemesi kanununda öngörülen telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme tedbirlerinin uygulanmasına ilişkin yönetmelik), adalet bakanlığınca hazırlandı ve 14 şubat 2bin7’de yürürlüğe girdi. Okumaya devam et “danıştay, 2007 tarihli telekulak yönetmeliğini iptal etti”

Eminağaoğlu, cuma namazı izni iptali için başvurdu

cuma namazı izni iptali için mahkemeye başvuruldu
Cuma Namazı mesai saatine göre ayarlandı

Yargıçlar Sendikası eski Başkanı Avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu, Danıştay’a verdiği dilekçede, yayınlanan genelgenin, açık hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, yürütmesinin durdurulması ve iptaline karar verilmesi gerektiğini savundu. Eminağaoğlu dilekçesinde, ayrıca şu ifadelere yer verdi: “Mevzuatta inanç özgürlüğü bağlamında çalışma saatleri konusunda bir sınırlama öngörülmediğinden bahisle, sınırlama olmayan her konu serbesttir gibi bir düşünceyle, bu genelgeye geçerlilik tanınamaz. Böyle bir gerekçe ve anlayış, inanç özgürlüğü adı altında, isteyene Ramazan ayı içinde de günlük çalışma saatlerinin kaydırılarak kullanılması gibi bir durumu gündeme taşıyacaktır. Gide gide takvim ve hafta tatili konusundaki sistemlerin tartışılmasının önü açılacaktır. Ya da inanç özgürlüğünün gereği ise, bu neden yapılmamaktadır. Sorunun olmayan yanıtı, yapılan genelgenin aykırılığını ortaya koymaktadır. Bu durum daha sonra tüm namaz saatlerinin gözetilmesi durumunu da ortaya çıkaracaktır ki, bu anlayış, devlet hukuk ve siyasal sistemindeki değişimi ortaya koymaktadır.”

Danıştay 2010 ÖSYM tercih kılavuzunu iptal edebilir

Türk Mühendisleri ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), ÖSYS Kılavuzu’ndaki ”Teknoloji Fakültelerine ilişkin duyuruların yer aldığı bölümlerin” iptali ve yürütmesinin durdurulması için Danıştay’a dava açtı.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı yaptığı yazılı açıklamada, LYS sonuçlarına göre mühendislik fakültelerinitercih edecek öğrencilerin kendi aralarında eşitsiz bir uygulamaya maruz bırakıldığını ileri sürdü.

Soğancı, fen bilimleri alanından mezun olanöğrencilerin mühendislik bölümü tercihindedezavantajlı duruma düşürüldüğünü kaydetti.

Teknoloji fakülteleri konusuna değinen Soğancı, birlik olarak, Afyon Kocatepe, Fırat, Gazi, Karabük, Marmara, Sakarya ve Süleyman Demirel üniversitelerindemesleki ve teknik eğitim fakültelerinin ismi değiştirilerek kurulan teknolojifakültelerinden oluşturulan mühendislik bölümlerine öğrenci alımına ilişkin duyurulara, YÖK’ün bu konuyla ilgili kararına ve tüm bu işlerin dayanağı olan Bakanlar Kurulu kararına karşı ayrı ayrı 7 dava açıldığını belirtti.

Okumaya devam et “Danıştay 2010 ÖSYM tercih kılavuzunu iptal edebilir”

Katsayı mağdurları ne yapmalı? Zaman Gazetesi Yazarı Bülent KORUCU’nun yazısı

Danıştay’ın yetkisini ve donanımını aşan katsayı kararları üzerine ‘ne yapabiliriz?’ soruları çoğaldı.

Meslek liseliler ve alan değiştirme teşebbüsünde bulunmuş düz liseliler düşünüldüğünde yüz binlerce öğrenci, belirsizliğin kucağına itildi. Demokratik hukuk devleti iddiasını anayasanın değişmez maddelerine yazan bir ülkede yol belli: Demokratik tepki ve hukuk. Demokratik tepkinin kanallarının başında siyasî partiler geliyor. Yerel teşkilatlar ve genel merkezler nezdinde kamuoyu baskısı oluşturulabilir. Normal demokrasilerde sokak eylemleri demokratik tepki şekli olmakla birlikte, bizde araya karışabilecek provokatörler düşünüldüğünde ters sonuçlar doğurabilir. Demokrat gazeteci ve yazarların desteğini alabilecek adımlar atılmalı; bilgi verilerek ilgilenmeleri sağlanabilir. Yüzlerce mesajla posta kutularını doldurup insanları canından bezdirmek doğru değil. Kaş yapayım derken göz çıkarabilir ve insanları kızdırabilirsiniz.

Gelelim hukukî yollara… Karar vesilesiyle mağdur olduğuna inanan kişiler veya bunların velayetini haiz olanlar müdahillik talebinde bulunabilir. Endüstri meslek lisesi öğrencisi Ömer Faruk Benli’nin talebi mahkemece haklı bulunarak müdahilliği kabul edildi. Davacı İstanbul Barosu’nun talebini yerinde gören Mahkeme’nin, mağdurları reddetmesi, tarafsızlığına ‘telafisi imkânsız’ zararlar verecektir. Yükseköğretim Kurulu’nun kararından doğrudan veya dolaylı olarak menfaat ihlali bulunmadığı ve bu sebeple dava ehliyeti olmadığı halde baronun müracaatı kabul edildi. Sadece eski katsayı uygulamasından değil, oluşan belirsizlikten dolayı maddî ve manevî mağduriyet oluştuğu inkâr edilemez. Danıştay’ın verdiği yürütmeyi durdurma kararı söz konusu kayıpları telafisi imkânsız şekilde büyüteceğinden hareketle hem itiraz hem de müdahillik talep edilebilir. Mahkeme, hukukî menfaatin varlığına karar verirse, davalının yanında davaya iştirak edilebilir. Davaya katılanların (müdahillerin) yetkileri sınırlı olup, katıldığı kişiye yardımcı konumdadır. Uygulamada, taraflardan biri yanında davaya katılmak isteyenler, yürütmenin durdurulması taleplerinde bulunuyorlar. Bu başvurunun tabii bir sonucu olarak, yürütmenin durdurulması kararına da itiraz edebilir. Sadece son karara itiraz, temyiz, reddihâkim vs. gibi usul muamelelerinde bulunamaz. Bir de davaya katılanlar lehine veya aleyhine yargılama giderine de hükmedilemez.

İnternette yazımın altında matbu dilekçe örneğini bulabilirsiniz. Ancak şu kadarını söyleyeyim, dilekçeyi gerçekten ikna edici şekilde yazmak faydalı olur. Menfaatine halel geldiğine dair somut ifadeler kullanmak neticeye etki edebilir. Fakat asıl sorun, hak arama konusundaki ahesterevliğimiz. Ya yol bilmediğimizden ya da devlet kapısında sürünmek istemediğimizden, hakkımızın peşinden yeterince gitmiyoruz. Çeşitli meslek liseleri ve düz liselerden on binlerce mağdur bu yolla sesini yükseltirse duyarsız kalınamaz. Danıştay’a ulaşacak itiraz ve müdahillik dilekçelerinin en selametli usul olduğu kanaatindeyiz. Cılız tepkiler ise davacının haklılığına olmasa bile güçlülüğüne delalet ediyor. Ağlamayana mama verilmemesi de bir realite olarak önümüzde duruyor.

Tepkisizliğin en somut yansımalarından biri, ‘Meslek lisesi memleket meselesi’ diyen iş dünyasının sesini yükseltmemesi. Diğer bazı sosyal sorumluluk projelerinde olduğu üzere ‘mış gibi’ mi yapıyorlar acaba? TÜSİAD ve TOBB gibi iş dünyasının önde gelen kurumsal yapılarının sessizliğini izahta zorlanıyorum. 28 Şubat sürecinde ‘silahsız kuvvetler’ olarak göreve çağrılan kurumlar, yönetimleri değişmesine rağmen üstlerindeki ölü toprağını atmakta zorlanıyor. Sefer görev emirlerinin iptal edildiğini düşünüyoruz. Umarım yanılmıyoruzdur.

NOT: Endüstri meslek lisesi öğrencisi Ömer Faruk Benli’nin talebi mahkemece haklı bulunarak müdahilliği kabul edildi.

>>ÖRNEK ŞİKAYET DİLEKÇESİNİ İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ<<

Kaynak: Zaman

“eşitlik” ve “eşitsizlik” kavramlarını bilerek ve ısrarla isteyerek karıştıran Danıştay, sınav sistemi ve katsayı ile ilgili dava açma yetkisi bulunmayan ama yinede dava açma cürretinden bulunan Baro evet malesef bu ülkede…

“eşitlik” ve “eşitsizlik” kavramlarını bilerek ve ısrarla isteyerek karıştıran Danıştay, sınav sistemi ve katsayı ile ilgili dava açma yetkisi bulunmayan ama yinede dava açma cürretinden bulunan Baro, evet malesef bu ülkede… Okumaya devam et ““eşitlik” ve “eşitsizlik” kavramlarını bilerek ve ısrarla isteyerek karıştıran Danıştay, sınav sistemi ve katsayı ile ilgili dava açma yetkisi bulunmayan ama yinede dava açma cürretinden bulunan Baro evet malesef bu ülkede…”