Etiket: gemi

yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek; dağlardan çektirilen, kalyonlar çekilecek; kerpetenlerle surun dişleri sökülecek

Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın... Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!

FETİH MARŞI

Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek

Yürü, hâlâ ne diye oyunda oynaştasın ?
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.!

Sen ne geçebilirsin yardan, anadan, serden….
Senin de destanını okuyalım ezberden…
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden…

Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın…
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.!

Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini…
Göster : Kabaran sular nasıl yıkar bendini ?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini

Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.!

Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır.
Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır.!

Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.!

Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin… Millet yürüyecek arkandan !
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan ….

Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.!

Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin !
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın…

Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın ?
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.!

Arif Nihat ASYA

kerte ne demek? kerte kelimesinin anlamı nedir?

dilimize italyanca’dan (quarta) geçen kerte sözcüğünün kaynak dildeki manası dörtte bir, çeyrektir.


kubbealtı lugâtı
birinci mânâ: Gemilerde dört ana yöndeki rüzgârın (kıble, yıldız, batı, doğu) aralarından esen rüzgârların yönünü göstermek üzere pusula kadranının ayrılmış olduğu otuz iki kısımdan her biri [Her kerte 11 derece 15 dakîka ölçüsündeki bir açıya eşittir].
ikinci mânâ: Ayak denen uzunluk ölçüsünün küsurlarından biri: “Ayağın 12’de birine parmak, parmağın on ikide birine hat, hattın altıda birine kerte denirdi.”
üçüncü mânâ: teşmil (yaygın). Derece, mertebe, radde: Yaptığım şey çocukluğun çocukluğu değildi de edepsizliğin son kertesiydi (Fahri Celâl). Ama millet bu yüzden çok acı kayıplara uğramıştır ve bu kayıplar artık dayanılamayacak kerteye gelmiştir (Târık Buğra). İkisinin de şeyhülislâm olmaya iki kerteleri kalmış derlerdi (Ahmet Râgıp Akyavaş).

kerte ne demek
kerte

türk dil kurumu
birinci anlam: İşaret için yapılmış çentik veya iz, kerti
ikinci anlam: Derece, radde
“Biz proje ve kontrol görevlileri hatta müteahhit, hepimiz birden tozutma kertesine vardık.” – Aydın Boysan