İstanbul’da, ‘Seçim’ savaşının iki tarafı olan Topbaş ve Kılıçdaroğlu’nun vücut, hareket ve kişilik analizi yapıldı.
Topbaş, güç odaklı, iç referanslı ve gerçekçi çıkarken, Kılıçdaroğlu, iletişim odaklı, dış referanslı ve hayalci olduğu belirtildi. Uzmanlar ikilinin dünyada en zıt iki kutup olduğunu ifade etti.
Türkiye, 29 Mart’ta yerel seçimlere doğru giderken, yarışın en çekişmeli bölgesi İstanbul göze çarpıyor.
İstanbul’da belediye başkan adaylığına en yakın iki isim olan AKP’li Kadir Topbaş ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun binlerce fotoğraf ve videolardan kişiliklerine dair uzmanlar yorum yaptı. NLP&Hipnoz Trainer – Sosyolog- MCC Bülent Şenyürek ve NLP&Hipnoz Trainer -Hafıza Uzmanı – MCC Müge Kasaroğlu iki adayın eşine nadir rastlanacak iki zıt kutbun mücadelesi olacağını
söyledi.
Topbaş iç referanslıdır
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve AK Parti Belediye Başkan adayı Kadir Topbaş’ın güç odaklı bir yapıya sahip olduğunu belirten Kasaroğlu, “İç referanslı insanlar, kaynağı kendi içlerinden alırlar. Dışarıdan takdir ya da onay beklemez. Onayı veren mekanizma kendi içlerindedir. Hatta konuşma sonlarında kafasını yavaşça geriye atması kendine güvenin de göstergesidir” dedi. Kasaroğlu, iç referanslı insanların bir karar verdiklerinde ya da bir işe giriştiklerinde, dışarıdaki yıpratmalara, dışarıdan gelen etkilere rağmen vazgeçmeden ve aynı kararlılıkla yollarına devam ettiklerini söyledi.
Bunların mükemmeliyetçi taraflarının daha da baskın olduğunu anlatan Kasaroğlu, şöyle konuştu: “Topbaş’ın, ‘Ben ancak Kemal Kılıçdaroğlu aday olursa muhatap kabul edebilirim’ ve “Kişi kendinden bilir işi’ ifadeleri bu yönünü vurgular.”
İç referanslılığın dezavantajı
İç referanslı olmanın bazı dezavantajları olduğunu belirten Şenyürek de, şunları söyledi: “Ekip olarak çalışmaya çok uygun değiller. Kendi düşünce ve kararlarının en iyisi olduğu yaklaşımına sahiptirler. Bu nedenle dışarıdan gelen fikirlere daha kapalı olurlar. Bu da kimi zaman fayda sağlayacak olan girişimlere kendilerini kapatmalarına neden olur.
Topbaş güç odaklıdır
Güç odaklı insanların hayatlarını ve olayları kontrol etmek istediklerini belirten Kasaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Makam sahibi olmak onlar için vazgeçilmezlerdendir. Güç odaklı insanlar olumsuz yorum ya da eleştiriye gelemez. Olumsuz yorumlar, onların yaratıcılığını zayıflatır. Cesur ve girişimci insanlardır. Gücün peşinden koşarken risk almaktan çekinmezler. Kadir Topbaş’ın kendinden emin ve dik duruşu, baş yukarıda, omuzlar dik, sırt gergin, duruşunda güç odaklılığı hissediliyor. Bakışları ve
ifadeleri yani ses tonu oldukça keskin, bu da güç odaklılığın kanıtı. Benzer şekilde, konuşmalarındaki emir kipi vurgusu da yine güç odaklı insanlara özgüdür.”
Bülent Şenyürek ise “Güç odaklılığın kişinin kendine yönelik en büyük dezavantajı tatminsizliktir. Yönlendirilen değil, yönlendiren olabilirler” ifadesini kullandı.
Topbaş gerçekçi
Topbaş’ın gerçekçi bir kişiliğe de sahip olduğuna işaret eden Kasaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Duyusal keskinlik becerileri oldukça gelişmiştir. Yani bir olay ya da eylemin, birkaç adım sonrasını görebilir ve değerlendirebilir. Hedeflere giden yolda çıkacak aksiliklere karşı, çoğu zaman önceden önlem almayı başarırlar.”
Şenyürek ise “Dezavantaj olarak, eleştiriye kapalıdırlar ve yaratıcılıkları daha sınırlıdır. Duygularını ve o anki iç dünyalarında olan bitenleri beden dili ve ses tonları ile çok fazla dışarı yansıtmazlar, saklamayı çok iyi başarırlar. Güç odaklı ve iç referanslı özelliklerin ikisini de taşıyan kişiler, çevresi için en zor kişiliklerden biridir. Onları ikna etmek, yönlendirmek, ya da hatalı oldukları noktaları göstermek çok zordur.”
Kılıçdaroğlu dış referanslıdır
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kılıçdaroğlu’nun kesinlikle göründüğü gibi sakin biri olmadığını belirten Kasaroğlu, CHP adayının dış referanslı bir kişiliğe sahipliğinden söz etti.
“Dış referanslı insanlar için kaynak dışarıdadır” diyen Kasaroğlu, takdir duygusunu hissedebilmek ya da kararlarının doğruluğunu algılayabilmek için dışarıdan bir onaya ihtiyaç duyduklarını söyledi.
Biri Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklediğinde ya da halktan onu onaylayan bir tepki gördüğünde hemen yüzünde beliren mutluluk ve rahatlık ifadesinin dış referanslılığının kanıtı olduğunu anlatan Kasaroğlu, şunları söyledi: “Dış referanslı insanlar, yeni fikirlere ve değişime açıktır. Geniş bir bakış açısına sahiptirler. Ekiple uyum ve ahenk içinde çalışabilirler.”
Şenyürek ise dış referanslı kişilerin olayların üstünde daha kolay etki altında kaldıklarını ve manipüle edilebildiğini ve doğru bir yolda ilerlerken etki altında kalarak elemlerinden vazgeçebildiklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu iletişim odaklı bir insan
İletişim odaklı insanlarda, birlik duygularının yoğun olduğunu açıklayan Kasaroğlu, şunları söyledi: “Bireysellikten oldukça uzaktır. İnsanlarla birlikte üretmek ve ilerlemekten haz duyarlar. İnsan ilişkilerinde dostluk, güven gibi duygular öncelikleridir. Dost canlısıdır. Duygularını kolayca koyar. İç dünyasını kolay gizleyemez. Diğer kişilikler kıyasla insanlarla iletişimi daha çok sever. İnsanların düşüncelerini dinler ve saygı duyar.”
Bunların duygusal yönlerinin çok baskın olduğunu anlatan Kasaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Zaten Kemal Kılıçdaroğlu’nun başı hafifçe öne eğik, daha mütevazi bir tavır içerisinde duruşunda duygusallığının izlerini görmek mümkün. Ayrıca, Melih Gökçek ile canlı yayında tartışmaları esnasında şahit olunduğu gibi, karşı taraftan yoğun bir saldırı söz konusu olduğunda sakin kalmayı başarıyor ancak yüz ifadesinde ve bedeninde anında yaşanan katılıkta, bunu başarmak için ciddi mücadele verdiği ve sakin olmayı sürekli kendine hatırlattığı fazlasıyla belli oluyor. Genelde iç dünyasındaki gel gitlerin yüz ve beden ifadelerinde bu kadar net okunabildiği insanlar, duygusal yönü ağır basan insanlardır. Aynı zamanda yüzünde ve özellikle bakışlarında, ne kadar anlatsa da, karşı tarafın anlamayı ret edeceğini düşündüğü için hissettiği çaresizlik de çok belirgin. Buradan da rahatlıkla anlaşılacağı gibi, kararlarını ve tepkilerini çoğu zaman duyguları yönetiyor.”
Kasaroğlu, Kılıçdaroğlu kamuoyu karşısında sakinliğini korumayı başarsa da, büyük ihtimalle yakın çevresinde ve aile içerisinde bunu başaramadığını söyledi. Kasaroğlu, çünkü duygusal ve iletişim yönü ağır basan insanların hayatlarının bir tarafında duygularını bastırmak zorunda kaldıklarında, diğer tarafında ister istemez bunu kusmak zorunda kaldıklarını anlattı.
Kılıçdaroğlu hayalci yönü ağır basan bir insandır
Hayalci insanların yaratıcılıklarının gelişmiş olduğunu söyleyen Kasaroğlu, Kılıçdaroğlu’nun da hayalci olduğunu belirtti. Bunların üretken ve ileri görüşlü insanlar olduğunu anlatan Kasaroğlu, şunları söyledi: “İmkansız denileni ortaya koymak tam onlara göredir. İletişim insanları ve dış referanslı insanlar daha kırılgandır. Saldırı ve zorluklar iç dünyalarında derin yara bırakır ve saklamaya çalışsalar da, yüz ve beden ifadelerinde bunu belli ederler.”
Şenyürek ise bu konuda şunları söyledi: “Dezavantajları ise, kimi zaman gerçeklerden kopuk hedeflerin peşinde boşa enerji harcama riski altındadırlar.”
Uzmanlar son olarak ‘Şu rahatlıkla söylenebilir ki, güç odaklı – iç referanslı- gerçekçi Kadir Topbaş ile iletişim odaklı – dış referanslı – Kemal Kılıçdaroğlu, birbirine olabilecek en zıt iki kişiliği temsil etmektedirler.”
Kaynak:HABER7
anayasa değişikliği, seçimler, referandum 