Etiket: köy

İlber Ortaylı Hoca: Uygun küçük şehirlerde oturmak ve çalışmak için kırsal bölgelere yerleşin

İlber Ortaylı, “Yuva kurduğunuzda, çocuk büyüteceğiniz zaman büyük şehirlerde oturmayacak şekilde hayatınızı planlamanızı tavsiye ediyorum. Uygun küçük şehirlerde oturmak ve çalışmak için kırsal bölgelere yerleşin.”

Kayseri 4. Kişisel Gelişim Zirvesi kapsamında Büyükşehir Belediyesi Kadir Has Kongre Merkezi’ndeki “İdame-i Hayat” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Ortaylı, ölümlere ve felaketlere yol açan 2. Dünya Savaşı’nın insanlığın hayat tarzında büyük değişimlere yol açtığını söyledi.

Bu dönemden sonra insanların artık diledikleri gibi yaşama krizi içerisine girdiklerini belirten Ortaylı, “İnsanlar tüketim istediler. Avrupa bile kendisini fakir hissetti. ABD’ye özendiler. Bu dönemde büyük göç oldu. Bu süreç Almanya’da 10 sene içerisinde bitti. Fransa’da daha uzun sürdü. İngiltere bile gayri memnun insanların yaşadığı bir memleketti. Buralarda insanlar oturup hiçbir şekilde yaşayamıyorlardı. Göç ediyorlardı.”

Ortaylı, yaygınlaşan tüketim anlayışının toplumları bambaşka yerlere götürdüğüne dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Tüketimden kendinizi korumanız gerekiyor. Çünkü bu tüketim sizi bambaşka yerlere götürüyor. Yuva kurduğunuzda, çocuk büyüteceğiniz zaman büyük şehirlerde oturmayacak şekilde hayatınızı planlamanızı tavsiye ediyorum. Uygun küçük şehirlerde oturmak ve çalışmak için kırsal bölgelere yerleşin. Dolayısıyla böyle bir planlama yapmanız lazım. Evleneceğiz, pembe panjurlu evde oturacağız hayalinin dışında kırsal alanda oturacağız, yavrularımız orada büyüyecek gibi bir proje artık romantik, komik bir şey değil, düpedüz hayatın realitesi haline gelmiştir. Çünkü insanoğlu bu aç gözlülükle dünyayı çok tahrip etti.”

– “Kendi başınıza kalmayı öğreneceksiniz”

Gençlere okulları bittiğinde gezmelerini, dünyayı tanımalarını öneren İlber Ortaylı, şunları kaydetti:

“Bizim milletin çok kötü bir alışkanlığı vardır. İnsan canlısı olmak iyidir fakat 24 saat insanlarla birlikte konuşmak anormal bir olaydır. Kendi başınıza kalmayı öğreneceksiniz. Buna meditasyon derler. İnsanın kendi kendine kalması gibi büyük bir vasıf yok. Bunu bilen milletlerin, böyle bir eğitimi olan toplumların çok geliştiklerini görüyorsunuz. Kukumav kuşu gibi oturup, annenizi, babanızı bile 6 aydan 6 aya görün demiyorum. Bu doğru bir şey değil ama devamlı kabile gibi sabah akşam aynı insanlar, aynı manasız laflarla vakit geçirmek uygar bir davranış biçim değildir.”

Kırıkkale adı nerden geliyor?

Kırıkkale’nin adının, şehrin 3 km. Kuzeyindeki Kırıkköyü ile kendin merkezindeki Kaletepe’nin kısaltılarak birleştirilmesinden ortaya çıktığı söylenir. Bu ismin halk tarafından yakıştırıldığı kanaatı yaygın olmakla beraber bölgenin ismi Osmanlı arşiv belgelerinde, şimdiki haliyle Kırıkkal’a biçiminde geçmektedir.

taş mektebi camiye çevir sonra da küçük diye yık!

Beykoz’un Paşamandıra köyünde bulunan taş cami, genişletme gerekçesi ile yıkılıyor. Yüz kişilik caminin 40 haneli köye yetmediğini iddia eden dernek yönetimi ise asırlık yapıyı yıkıp 650 kişilik bir cami yapmayı planlıyor.

Beykoz’daki Paşamandıra Camii’nin yıkımı köyde kriz çıkardı. Yüz kişilik caminin yetersiz ve çürük olduğunu iddia eden dernek yönetimi ile köylüler arasında ihtilaf çıktı. 1954 yılında asırlık taş mektebin camiye çevrilmesi ile ibadete açılan yapı, 20 sene önce tadilat geçirdi ve bugünkü kubbeli halini aldı. Cami koruma derneğinin bir yapı denetim firmasına hazırlattığı çürük raporunun sahte olduğunu söyleyen ve caminin tekrar incelenmesini isteyen köylüler, caminin sağlam olduğunu iddia ediyor.

YENİ CAMİYE GEREK YOK
Paşamandıra Köy Camii’nin yıkımı ile ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, “Gerekli incelemeleri müftülükteki arkadaşlar yapıyorlar. Fakat bir taraftan da baktığınız zaman 40 hanelik bir köye o cami (yüz kişilik) yeterlidir. Bu sefer bana da cenazelerde yer kalmıyor diyorlar. Bu da köylünün bileceği bir iştir. Ben ona karışmam. Ama şunu da söyleyeyim. Caminin yıkımını biz belediye olarak yapmıyoruz. Ben cami yıkan bir belediye başkanı olarak anılmak istemiyorum. Fakat yıkılırsa hafriyatını alırım” dedi.

Kalecik, Kalecik Karası, Ankara Kalecik, Kalecik Köyü

Ankara’nın bir ilçesidir.Adını kalesinden alır.Yani kalesi küçük olduğu için Kalecik demişler.

Kızılırmak’a yakındır.Karabasan Dağı ve İdris Dağı Kalecik‘tedir.

Kan davaları ile bilinir ama artık kan davası diye bişey kalmamıştır.

Kalecik Karası tüm dünyada meşhurdur.Amerikalılar tarafından toprağı incelenmiş bir bir çok yeri satın almışlardır.Kalecik‘in toğrağı çok güzel ve verimli topratır.

Kalecik Karası diye Siyah üzüme denir sadece Kalecik‘e has olarak yetişir.Şarap markalarının en beğendiği üzün çeşitidir.Kalecik insanları artık bağlarında yetişen Kalecik Karası‘nı şarap fabrikalarına değil pekmez fabrikalarına vermek ister.

Kalecik‘in unuda Kalecik Karası kadar meşhurdur hangi markete gitseniz un çeşitlerinde en kaliteli olarak Kalecik Un’u bulursunuz ve diğer unlara göre çok kalitelidir.

Kalecik ve çevresi, tarihi M. Ö. 4000 yıllarına kadar uzanan, çok eski bir yerleşim bölgesidir.

M. Ö. 4000 yıllarında Ön Hititlerin bu bölgede yaşadığına dair bazı kalıntılar bulunmuştur.

Daha sonraları bölge, Büyük İskender’in ve bilahare Doğu Roma İmparatorluğunun hakimiyetine girmiştir.

1071 Malazgirt Savaşı ile Türklerin Anadolu’ ya yerleşmeye başlamalarından sonra 1075 yılında Kalecik Kalesi, Selçuklu Türkleri tarafından zaptedilmiş ve onların hakimiyetine geçmiştir.

Selçuklu Devletinin yıkılmasından sonra yörede İsfendiyar Oğullarının hüküm sürdüğü anlaşılmaktadır.

Yıldırım Bayezid zamanında Ankara ile birlikte Kalecik Kalesi de Osmanlılar tarafından zaptedilmiştir. Timur’un çekilmesinden sonra tekrar İsfendiyar Oğulları yörede yeniden kısa bir hakimiyet kurmuşlar, sonra tekrar Osmanlıların hakimiyetine geçmiştir.

Kalecik, Osmanlı döneminde uzun yıllar Çankırı sancağına bağlı bir kaza olmuştur.

Anadolu tarihî coğrafyası üzerinde araştırmaları bulunan W.Ramsay Kalecik’in çevresinde Acıtorızıacum isimli bir kentten söz etmiştir. Ayrıca araştırmalarında W.Ramsay, Kalecik‘i Eçelriga olarak tanımlamıştır.

Ayrıca yakın tarihimizde Kurtuluş Savaşında nokta hizmeti vermek, Kuvay-i Milliye güçlerine lojistik destek sağlamak bakımından hizmet etmiştir.

1925 yılında Mustafa Kemal Atatürk Kastamonu yolculuğu sırasında bölgeyi ziyaret etmiştir.Ve burada Şapka Kanunu burada ilan etmiş ve ilk şapkayı Kastamonu da değil Kalecik‘te takmıştır.Hatta kalenin üstünde Atatürk’ün büyük bir heykeli bulunmaktadır.

Yerel Seçim Ambargosu

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanlığı, 1 Ocak 2009’dan seçim günü olan 29 Mart 2009’a kadarki sürede “yeni” köy oluşturacak, köyü bölerek “yeni” oluşumlar doğuracak, köyün idari bağlılıklarını ve ilçeler arası sınırları değiştirecek idari kararlar ile her türlü halk oylamalarının, 29 Mart’taki seçimlerde ve bu seçimlerin gerektireceği işlemlerde dikkate alınmayacağını bildirdi.