Etiket: kubbealtı lugâtı

kıtık ne demek? kıtık gibi ne demektir?

D. Mehmet Doğan Büyük Türkçe Sözlük:

Kıtık: Harca katılan, şilte ve minder doldurmkta kullanılan kıyılmış keten sapı, kaba yün ve kalın lifler.

Kubbealtı Lugâti

Kıtık: Yastık, minder vb. şeyleri doldurmaya yarayan veya sıva harcına karıştırılan kalın ve sert keten ve kendir lifleri: Bir dakîka istirahat buyurun diye ortasındaki dikişi sökülmüş, kıtıkları delikten dışarı bakan kanepeyi bize gösterdi (Burhan Felek).
Kıtık gibi: Birbirine dolaşmış, çitişmiş: Ne şalvarları ne de donları vardı. Saçları kıtık gibi birbirine dolanmıştı (Bekir Büyükarkın).

Türkçe’de türetilmiş bir kelime: ahşap

Türkçe’de türetilmiş bir kelime: ahşap

[Kelimenin Arapça’daki çoğulu huşub’dur; ahşâb Türkçe’de türetilmiştir]

(ﺍﺧﺸﺎﺏi. (Arapça ḫaşeb “ağaç kütüğü, odun”un çoğul şekli aḫşāb) [Kelimenin Arapça’daki çoğulu huşub’dur; ahşâb Türkçe’de türetilmiştir
1. Kereste, tahta, ağaç: 

Bu vatandaş biraz ahşapla biraz kerpiçten

Yapabilmiş bu güzellikleri birkaç hiçten (Yahyâ Kemal). 

Lisâniyat ilminin “calque” dediği taklit yolu ile de Türkçe’miz kelimeler uydurdu. Haşeb’den ahşâb’ı, meflûk’ten felâket’i, salâh’tan salâhiyet’i biz îcat ettik (Nejat Muallimoğlu). 

2. sıf. Tahtadan, ağaçtan yapılmış [Bilhassa inşaat için kullanılır]: “Ahşap binâ.” “Ahşap köprü.” Huzur içinde yaşanmış o ahşap evlerde (Orhan Seyfi Orhon). Türk mîmârı ahşap yapıda plan zenginliği, konfor, ihtişam ve dış zarâfet ve güzelliği ile dehâ eseri bedîalar vermiştir (Reşat Ekrem Koçu).

kerte ne demek? kerte kelimesinin anlamı nedir?

dilimize italyanca’dan (quarta) geçen kerte sözcüğünün kaynak dildeki manası dörtte bir, çeyrektir.


kubbealtı lugâtı
birinci mânâ: Gemilerde dört ana yöndeki rüzgârın (kıble, yıldız, batı, doğu) aralarından esen rüzgârların yönünü göstermek üzere pusula kadranının ayrılmış olduğu otuz iki kısımdan her biri [Her kerte 11 derece 15 dakîka ölçüsündeki bir açıya eşittir].
ikinci mânâ: Ayak denen uzunluk ölçüsünün küsurlarından biri: “Ayağın 12’de birine parmak, parmağın on ikide birine hat, hattın altıda birine kerte denirdi.”
üçüncü mânâ: teşmil (yaygın). Derece, mertebe, radde: Yaptığım şey çocukluğun çocukluğu değildi de edepsizliğin son kertesiydi (Fahri Celâl). Ama millet bu yüzden çok acı kayıplara uğramıştır ve bu kayıplar artık dayanılamayacak kerteye gelmiştir (Târık Buğra). İkisinin de şeyhülislâm olmaya iki kerteleri kalmış derlerdi (Ahmet Râgıp Akyavaş).

kerte ne demek
kerte

türk dil kurumu
birinci anlam: İşaret için yapılmış çentik veya iz, kerti
ikinci anlam: Derece, radde
“Biz proje ve kontrol görevlileri hatta müteahhit, hepimiz birden tozutma kertesine vardık.” – Aydın Boysan