Etiket: MHP

2019 mart yerel seçimlerinden önce bedelli askerlik 21 gün şartı kaldırılabilir

ak partinin son yapılan seçimlerde gençlerden çok düşük oy alması dağıtılan ulufeden büyük bir payı gençlere vermesinin sebebi olabilir. bu ulufeden biri kyk borçlarıyken diğeri gündemde olan 21 günlük bedelli askerlik. geçen seçimde yarım ağız verilen bedelli sözü seçimden sonra zorla şerle tutuldu ama başta söylendiği gibi, önceki iki bedelli askerlik gibi olmadı 21 gün şartı getirildi. bu şartla askerin morali bozulmasın vs denilse de askeri en çok savunan mhp ve liderinden bunun kaldırılması yönünde beyanat geldi. ama iddialara göre bu moral için değil askeri teçhizat ve kamuflaj malzemelerini temin eden konyadaki bir firma için yapılmış. 700 bin askerden iyi para kazanılabilir. iyi partinin bir kadın bir erkek milletvekilleri bu yönde yakın zamanda meclisteki konuşmalarında değindiler ama duyan oldu mu bilinmez. bedelli askerlik çıksın diye örgütlenen gençler bu konuda örgütlenemediği için böyle bir ciddiye alınacak bir baskı görülemiyor ama seçim daha önemli diyerek gençleri memnun etmek isteyebilirler. mart seçimlerinden önce bedelli askerlikteki 21 gün şartı kaldırılabilir. ama çoktan 3-4 celp dönemi oldu gidenler oldu diyecekler olabilir. bu çok külfetli zahmetli bunu yurtdışındaki vatandaşlara ilk kez uygulanacak uzaktan eğitim yoluyla çözelim diyebilirler. yapanlar da daha şanslı daha iyi öğrendi diyebilirler. bir başka şekilde şöyle olabilir gitmek istemeyenlerden 3-4 bin lira daha alalım hiç gelmesinler para vermek istemeyenler 21 gün gelsinler de diyebilirler.

BAYRAĞIMIZDAKİ KIZILLIK ŞEHİT KANI DEĞİLDİR

BAYRAĞIMIZDAKİ KIZILLIK ŞEHİT KANI DEĞİLDİR VEYA
ŞEREFİ TÜRKLÜKTE ARAYIP BULAMAYAN SANIR Kİ TÜRK’E İSOKRATES’TEN ZİYADE METE HAN YAKINDIR (I)

Ahmet Haşim şiirin “ufuklarda yüzen nazenin bir balon” ibaresine hapsedilmesini kusur ittihaz edenlerce kınandı. Giderek Haşim’e cevap “ufuklarda yüzen al sancak” ibaresiyle verilmiş oldu. İslâm dairesinde isek agâh olacağız. Böylesi münasebetleri kör tesadüfler sanma hatasına düşmek Türk’e yakışmaz. Türk’e insanın dünya hayatındaki yerini olduğu kadar, bu yer ile şiir arasındaki münasebeti ayan ve beyan etmek yaraşır. Zira Türk varlığı bu varlığın fark edilmesine fırsat veren günlerden itibaren varoluşun izahıyla bütünleşmiş, Türk vatanını şekle Türkçenin tebcili sokmuştur. Biz Türklerin dik durmasının, durabilmesinin sebebi, gerekçesi dinimizin hediyesi dilimiz vasıtasıyla tarihte iki kez vatanlaştırdığımız topraklardır. Dik duruyoruz; omurgamız var.

ismet-ozelİnsanın şerefi ile omurgası arasında ne münasebet bulunduğu meraka değer. Neye denir omurga? Ne işe yarar? Bir fert, bir şahıs olarak bizzat size omurgalı denilmesi için bir sebep var mı? Hangi sebep var? Bilim dilinde tabir olarak rastladığımız “omurgasız hayvanlar” tasnifte bir yeri işaret ediyor. Dile kulak verdiysek ve dile getirilen insanın omurgasızlığı olduysa, bilinsin ki, bununla tasvirine yeltenilen ahlâk sefaletinden başka bir şey değildir. Hangi insana omurgasızlık yakıştırıldıysa o kimse toplum hayatındaki pespayeliğin delillerinden biri yerine geçer. Öyleyse nedir omurgalı insan? Tarih içinde insanların omurgaları emanet ehli oluşları sebebiyle taayyün etmiş, muayyeniyet kazanmıştır. Omurgası olan metbudur; taabi değil. İnsanların bellerini dik tutabilmeleri kendilerine bir şey emanet edilebilecek karakteri kesp etmeleri şartına bağlıdır. Kim ki, dile kulak vermekten geri durdu, onun şaşkınlığa düşmesine engel olunamaz. Türk dili çerçevesinde CHP Türk milletini devletten, MHP Türk milletini milletten, AKP Türk milletini dinden etti denildiğinde omurgasızlığın neye mal olduğu anlatılmaktadır.

Omurgamız hem bizim söylediğimiz sözler, bizim takındığımız tavırlar, hem de bize hitaben söylenilen sözler, bize karşı takınılan tavırlar itibariyle bir maliyete taalluk eder. Bu satırları okuma zahmetini göze almış biri olarak sizin de Türk’e Mete Han’ı İsokrates’ten ziyade yakın sanma ihtimaliniz yüksek, hem de pek yüksektir. Çünkü modernliğin yükseldiği asırlar içinde Türklere Yahudiler, Ermeniler, Rumlar Türklük hususunda bir zannı hak olarak bildirdi. Ne niyetle yaptılar bunu? Hangi Yahudiler, hangi Ermeniler, hangi Rumlardı bunlar? Bunlar Yahudiliği en üstün değer olarak bilen Yahudiler, Ermeniliği en üstün değer olarak bilen Ermeniler, Rumluğu en üstün değer olarak bilen Rumlardı. Türk’ün ne olduğu, kim olduğu hususunda aralarında vardıkları mutabakatı bize, biz has Türklere yutturmuşlardır. Bu yüzden dünyanın her yerinde sanılır ki Küçük Asya’ya tam tekmil Türk olarak at üstünde gelindi.  Okumaya devam et “BAYRAĞIMIZDAKİ KIZILLIK ŞEHİT KANI DEĞİLDİR”

beyaz çoraplı muhalif ülkücüler


Milliyetçi Hareket Partisi
’nde muhalif kanadın sosyal paylaşım platformlarında başlattığı “Beyaz Çorap Hareketi”, parti içerisindeki muhaliflerin partide özellikle de yönetimde değişim isteyen mesajlarıyla yayılıyor.
beyaz-corap-hareketiMilliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi ise bu hareketten endişeli değil. Aksine genel merkez yöneticileri, espriyle başlayan Beyaz Çorap hareketine espriyle karşılık verirken, “İyi oluyor. Böylece kim muhalif anlayabiliyoruz. Bu hareketi destekliyoruz” diyor.

beyaz-corap-ulkuculer“Beyaz Çorap hareketi”, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Bahçeli’nin yönetime geldikten sonra partide yasakladığı tutum ve davranışları simgeliyor. Sosyal paylaşım sitelerinde örgütlenen gençler arasında başlayan hareket, “beyaz çoraplı” fotoğrafların paylaşılmasıyla yayılıyor. Genel merkez tarafından bir yaptırımla karşılaşmamak için yüzlerini değil, beyaz çoraplı ayaklarının fotoğrafını paylaşanlar, Milliyetçi Hareket Partisi ’nde değişim çağrısında bulunuyorlar.
Devlet Bahçeli’nin Genel Başkan olduktan sonra beyaz çorabı yasaklamasını bir simge olarak kullanan muhalifler, Bahçeli’nin yönetim anlayışına karşı da beyaz çorap direnişi ile bayrak açıyor. MHP Lideri Bahçeli göreve geldikten sonra beyaz çorap ile birlikte ayakkabının topuğuna basılmasını da yasaklamıştı.

Devlet Bahçeli, Genel Başkan koltuğuna oturduktan sonra özellikle ülkücü gençlerin yaşantısına, giyim kuşamına ilişkin kurallar getirmişti. Beyaz çorap ve ayakkabının topuğuna basılmasının yanı sıra kurt gibi “ulumak” da men edilmişti. 2002 Yılında Bahçeli, Teşkilatına “Beyaz çorap giymeyin, tespih taşımayın, sarkık bıyıkları kesin” talimatı verdi. Kurt işaretine yasak getirmeyen Bahçeli,  zaman zaman karşılama ve uğurlamalarda  ülkücü gençler arasında coşkuya kapılıp uluyanlar olduğunda sert tepki verip,  “derhal Ocak dışına çıkarın!” diyerek biletini kesiyor.