Etiket: Mısır

Hazar geçişli Orta Koridor nedir? nerededir? Orta Koridor Haritası

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “The Ever Given” adlı geminin, Süveyş Kanalı’nda karaya oturması sonrasında ticaretin durma noktasına gelmesini değerlendirirken, “Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleştirilen Uzakdoğu-Avrupa taşımacılığına doğu-batı ekseninde alternatif olabilecek en uygun rota, ülkemizden başlayan, Kafkaslar bölgesine, buradan da Hazar Denizi’ni aşarak Türkmenistan ve Kazakistan’ı takiben Orta Asya ve Çin’e ulaşan Hazar geçişli Orta Koridor’dur.” ifadesini kullandı.

Birand: Bana yalaka diyeceksiniz ama Erdoğan artık bir dünya lideri

M. Ali Birand, AK Parti’ye yakın olmakla suçlanan yazarların bile ağzını açık bıraktıracak bir yazı yazdı…

Erdoğan`ın Batı`dan görünüşü…

Sizlere Erdoğan’ın, Washington, Paris ve en son olarak Atina’da nasıl göründüğünü, hakkında neler dendiğinin bir özetini yapabilirim. Ancak lütfen bu yazıyı okuduktan sonra “Başbakana yalakalık yaptın” gibisinden mesajlar yollamayın. Burada, gittiğim ülkelerin politikalarını yapan veya bu politikaları etkileyen üst düzey kişilerin neler dediklerini aktaracağım. Bu bir anket değil, bir izlenim yazısıdır.

Başbakan Erdoğan’ı bizler başka türlü görüyor ve değerlendiriyoruz, yabancılar ise bambaşka görüyorlar.

Dolaştığım Başkentlerde konuştuklarım için Erdoğan adeta Robin Hood gibi bir efsane kahramanıymış muamelesi yapılıyor.

En önemli niteleme, arkasından iten bir ailenin, bir gücün veya para desteğinin bulunmaması. Üstüne üstlük, Türkiye’nin egemen güçleri tarafından cezalandırılmasına rağmen, mücadele ederek iktidar olması, insanlara çok cazip geliyor.

Genel kanı, Türkiye’yi son birkaç yıl içinde önemli derece değiştirdiği ve eski tabuları yıkıp, yeni bir düzen kurmayı başardığı şeklinde. Özellikle Asker ve Yargı konularında attığı adımlar ve çeşitli Açılımlar, batı dünyasında “ Türkiye’yi normalleştiriyor” şeklinde okunuyor.
En son gittiğim Atina’dan bir örnek vereyim.

Erdoğan’ın Türkiye’yi bölgenin en ilginç ve en güçlü ülkesi konumuna soktuğu anlatılıyor. Özellikle başarılı bir dış politika izlediği ve bölgede sözü dinlenen bir lider olduğu vurgulanıyor. Bunları söyleyenler de, ne dediklerini bilen insanlar. Biz beğenmesek ve eleştirsek, hatta korksak dahi, Batı bambaşka görüyor.

Karizmasıyla, diplomasiye pek uymayan çıkışları, sert tepkileriyle hafif korkulan ve “Bunun üstüne fazla gitmeyelim” denilen bir lider portresi var.

Amerikan ve İsrail çevrelerinde, İran politikası nedeniyle kuşkuyla izlendiği doğru, ancak bunu bir pazarlık kartı gibi kullandığını ileri sürenler de çok.

Özetle genelleme yaparsam, Erdoğan batı dünyasında büyük dikkatle izlenen, atacağı adımların Türkiye’yi nereye götüreceği sorgulanan, ancak herşeye rağmen farklı ve dikkati çeken, Türkiye’yi öne çıkaran bir lider olarak görülüyor.

Ancak bu durumu sadece Başbakan’ın becerisine de bağlamamak gerekir. Bana en çok tekrarlanan unsur, Türkiye’nin bölgede büyük bir ekonomik güç konumuna gelmesi.Erdoğan istediği kadar karizmatik olsun, Türk ekonomisi böylesine büyümese, emin olun Erdoğan da böylesine dikkat çekmezdi.

Müslüman ülkelerden görünüş çok farklı
Tabii bir de Doğu’dan, daha doğrusu müslüman ülkelerden görünüş var.
O müslüman ülkeler ki, bundan bir süre öncesine kadar, Türkiye’yi küçümser, hatta müslümanlığını dahi sorgulardılar.

Şimdi durum değişmiş.
Benim en çok dikkatimi çeken nokta, konuştuğum insanların, Erdoğan’ı dindarlığından, eşinin türbanlı olmasından memnuniyet duyarken, aynı zamanda genel duruşu, konuşmaları, İsrail’e kafa tutuşuyla, ancak Türk ekonomisinin giderek büyümesiyle de değerlendirmeleriydi.

Irak ile ilgili tezkerenin reddi…
Peres’e one minute çıkışı…
Gazze konusundaki tutumu…
Ermeni ve Kürt açılımları…

Bütün bunlar, Erdoğan’ı doğu ülkelerinde de sivrilmiş. Kimselerin yapamadığını veya Türkiye’nin eskiden yapmadıklarını yapar olması, Başbakanı farklılaştırmış.

“Müslüman ülkelerde Türkiye giderek cazibe merkezi olmaya başladı” diyen bir Mısır’lı diplomat, Türkiye’nin sadece Filistin konusunda değil, bugün geldiği nokta itibariyle gıpta edildiğine dikkat çekti.

Ak Parti’nin dindar yaklaşımı, türbanlı eşlerin Çankaya ve Başbakanlığa yükselmeleri ve İslam ile ilişkisi de bu ülkelerin dikkatini çekiyor. İslamın kendini düzeltmesi gerektiğini söylemesi, ABD’ye rağmen, İran yaklaşımını sürdürmesi, birçok ezberi bozuyor..

Ancak, Erdoğan’a bu övgüler kişisel olarak gelmiyor. Türk ekonomisinin giderek büyük bir güç durumuna girmesi, Başbakanın çıkışlarıyla birleşince bir anlam kazanıyor.

Müslüman ülkelerin bu tutumunun altında “… Baksanıza, Türkler hem müslüman bir parti tarafından yönetiliyor, hem demokrasileri işliyor, hem de zenginleşiyorlar” sözcükleri yatıyor.

Ekonominin müthiş bir üretim gücüne kavuşması, Türk yaşamını yansıtan TV dizilerinin müslüman ülkelerde beğeni kazanması, bunun yanında, dış politikasının değişmesi ve Ankara’nın sesini yükseltmesi, müslüman ülke halklarında “ Biz neden Türkiye gibi olamıyoruz?” sorularının sorulmasına yol açıyor.

Mısır da, Orta Doğu’nun büyük gücü sayılır. Ancak, Türkiye giderek öne geçiyor. Nedeni de yine ekonomisinin büyümesi ve ülkenin zenginleşmesi. Fatura baştaki lidere kesildiği için, herkes Erdoğan’ı alkışlıyor.

Mutlaka doğu ülkelerinde de Erdoğan’dan ve politikalarından hoşlanmayanlar vardır , ancak Türk Başbakanı’nın , İslam dünyasında Batı’ya oranla çok daha cazip görünüyor.

MEHMET ALİ BİRAND – POSTA

Nabucco Doğalgaz Boru Hattı Projesi Hükümetlerarası Anlaşması imzalandı

Nabucco Doğalgaz Boru Hattı Projesi Hükümetlerarası Anlaşması imzalandı. Başbakan Erdoğan, imza töreninde yaptığı konuşmada, şu mesajları verdi.

Başbakan Erdoğan, imza töreninde yaptığı konuşmada, bugün atılan imzalarla katılımcı ülkeler arasında zaten var olan dostluk ve işbirliğinin daha da artacağını ve birbirlerine daha da yakınlaşacağını söyledi.

Erdoğan, projeyi bir enerji hattından öte ”Asya’dan Avrupa’ya uzanan bir dostluk ve işbirliği platformu” olarak gördüklerini bildirdi. Erdoğan, ”Bu nedenle, projenin bu coğrafyada ülkelerimiz arasındaki dostluğa, haklarımızın refahına ve sonraki nesillerin geleceklerinin güvence altına alınmasında büyük katkılar sağlayacağına tüm kalbimle inanıyorum” diye konuştu.

Türkiye‘nin, bu projeyi başından beri desteklediğini anımsatan Erdoğan, bundan sonra da kararlı bir şekilde desteklemeye devam edeceklerini bildirdi.

Başbakan Erdoğan projenin, Türkiye‘nin ve Avrupa’nın artan enerji ihtiyacının karşılanmasına orta vadede ciddi katkılar sağlayacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:

”Bu nedenle, Türkiye olarak fikri temellerini attığımız bu projeye ilk günden itibaren destek verdik. Projenin ilk yıllarında Azeri gazının taşınması öngörülüyordu. Sonraki aşamalarında ise Türkmenistan, Irak, Suriye, Mısır ve sıvılaştırılmış doğalgazın yani tankerlerle taşınması yoluyla da Katar doğalgazının devreye girmesi temennimizdir. Şartlar el verdiğinde İran gazıyla belki Rus gazını da NABUCCO vasıtasıyla Avrupa’ya taşımak mümkün olacaktır.”

Mimar Sinan Ölümü Üzerinden 421 Yıl Geçti

MİMAR SİNAN (1490-1588)

Kayseri’nin Ağırnas köyünde doğdu. Yavuz Sultan Selim zamanında devşirme olarak İstanbul’a getirildi. Zeki, genç ve dinamik olduğu için seçilenler arasındaydı. Sinan, At Meydanı’ndaki saraya verilen çocuklar içinde mimarlığa özendi, vatanın bağlarında ve bahçelerinde su yolları yapmak, kemerler meydana getirmek istedi. Devrinin mahir ustaları mahiyetinde han, çeşme ve türbe inşaatında çalıştı. 1514’te Çaldıran, 1517’de Mısır seferlerine katıldı. Kanunî Sultan Süleyman zamanında yeniçeri oldu ve 1521’de Belgrad, 1522’de Rodos seferinde bulunarak atlı sekban oldu. 1526’da katıldığı Mohaç Meydan Muharebesinden sonra sırası ile acemi oğlanlar yayabaşılığı, kapı yayabaşılığı ve zenberekçibaşılığa yükseldi.

1532’de Alman, 1534’de Tebriz ve Bağdat seferlerinden dönüşte “Haseki” rütbesi aldı. Bağdat seferinde Van Kalesi Muhasarasında, göl üzerinde nakliyat yapan kalyonlara top yerleştirdi.

Korfu, Pulya (1537) ve Moldovya (1538) seferlerine katılan Mimar Sinan, Moldovya (Kara Buğdan) seferinde Prut nehri üzerine onüç günde kurduğu köprü ile Kanunî Sultan Süleyman’ın takdirini kazandı. Aynı sene başmimarlığa yükseldi.

Mimar Sinan, katıldığı seferlerde Suriye, Mısır, Irak, İran, Balkanlar, Viyana’ya kadar Güney Avrupa’yı görüp mimari eserleri inceledi ve kendisi de birçok eser verdi. İstanbul’da devrin en meşhur mimarları ile Bayezid Camii’nin ustası Mimar Hayreddin ile tanıştı.

Bazı Eserleri
Sinan’ın mimarbaşılığa getirilmeden evvel yaptığı üç eser dikkat çekicidir. Bunlar Halep’de Hüsreviye Külliyesi, Gebze’de Çoban Mustafa Paşa Külliyesi ve İstanbul’da Hürrem Sultan için yapılan Haseki Külliyesi’dir.