Ezgi Adı: Açma Zülüflerin Yellere Karşı
Yöresi: Kırşehir
Kaynak Kişi: Neşet Ertaş
Derleyen:Trt Müzik
Notaya Alan: Altan Demirel Okumaya devam et “açma zülüflerin yar yar yellere garşı / señin zülfüñ benim benim telim değil mi?”
siyaset, düşünce, eğitim ve televizyon dizileri gibi çok çeşitli yazıların olduğu sıradışı bir sayfa.
Etiket: müzik
Ezgi Adı: Açma Zülüflerin Yellere Karşı
Yöresi: Kırşehir
Kaynak Kişi: Neşet Ertaş
Derleyen:Trt Müzik
Notaya Alan: Altan Demirel Okumaya devam et “açma zülüflerin yar yar yellere garşı / señin zülfüñ benim benim telim değil mi?”
Serden geçti, yârdan geçti
Çanakkale yiğitleri
Dünya denen kârdan geçti
Çanakkale yiğitleri
Gidenler geri dönmedi
Onlar önce vatan dedi
Ne acılar göğüsledi
Çanakkale yiğitleri
Bu vatanın her karışı
Namustur toprağı, taşı
Her biri Seyit Onbaşı
Çanakkale yiğitleri
Bayrağın canlı hâlidir
Sanki Bedir’in emsalidir
Şehadetin timsalidir
Çanakkale yiğitleri
Tüter ocak, yanar hale
Can sundular istiklale
Yıldız oldular hilale
Çanakkale yiğitleri
Söz-Beste: Uğur Işılak
Uzun bir yol sonunda seni buldum kolumda
Çok şaştım buna selam vermezken yaramaz ne oldu sana
Söyle kaçardın bakınca ben sonra sen oldun hep gülen
Yanımdasın bu gün sen söyle bana söyle neden
Neşe bizim şimdi koşalım ver elini
Günlerden beri dünya bir cennet sen de bir meleksin sanki
Söyle kaçardın bakınca sen sonra sen oldun hep gülen
Yanımdasın bu gün sen söyle bana söyle neden
Söyle kaçardın bakınca sen sonra sen oldun hep gülen
Yanımdasın bu gün sen söyle bana söyle neden
Sordum sarı çiğdeme
-Sen nerede kışlarsın
-Ne sorarsın hey derviş
Yer altında kışlarım
Sordum sarı çiğdeme
-Yer altında ne yersin
-Ne sorarsın hey derviş
Kudret lokması yerim
Sordum sarı çiğdeme
-Senin benzin ne sarı
-Ne sorarsın hey derviş
Hak korkusun çekerim
Sordum sarı çiğdeme
-Anan baban var mıdır
-Ne sorarsın hey derviş
Anam yer babam yağmur
Sordum sarı çiğdeme
Asacığı elinde
Hak kelamı dilinde
Çiğdemde dervişlik var
Pir Sultan’ım erlerle
Yüzü dolu nurlarla
Ak sakallı pirlerle
Çiğdemde dervişlik var
Pir Sultan Abdal
Müzik, Fazıl Say
(birinci versiyon “İlk şarkılar” opus 5, 1994 / ikinci versiyon, opus 47, 2013)
Serenad Bağcan, vokal
Fazıl Say, piyano
Pelin Halkacı Akın, keman
Çağ Erçağ, viyolonsel
Aykut Köselerli, bendir
nedir bu başımda bu sevda nedir (oy)
yandım ataşıña ben gaç senedir
sevdiğim derdime derman sendedir (oy)
derdimin dermanını ver de öyle git
goñül mecnun olmuş çölde geziyor
talih galem olmuş gara yazıyor (oy)
gün geçtikçe yārelerim azıyor
mevlâyı seversen sor da öyle git
eyüp gibi yārelerim azıyor
mevlâyı seversen sor da öyle git
bülbül gibi ahım kaldı güllerde
baykuş gibi öttüm viran yellerde
bir garibim kaldım gurbet ellerde
perişan halimi sor da öyle git
ñ
Aşk nedir nasıldır bilen var mı
Sevip de her zaman gülen var mı
Ben seviyorum demek çok kolay
Hadi öl denince ölen var mı
Sevip de her zaman gülen var mı
Beste: Avni Anıl
Güfte: İlham Behlül Pektaş
Makam: Nihâvend
Usûl: Düyek Okumaya devam et “Aşk nedir nasıldır bilen var mı, Hadi öl denince ölen var mı”
Başım yine darda
Yüreğim firarda
Gövdem peşimde değil
Emir oldu vaki
Aşkı doldur saki
Aklım başımda değil
Ciğerim yanıyor
Gören aldanıyor
Dert gözyaşımda değil
Aklıma düşünce
Seni düşününce
İçim içime sığmıyor
Yine hüzün var
Gelse de bahar
Sensiz günüm doğmuyor
Sürüklendim aşka
Yolum yoktu başka
Bir şey elimde değil
Hicran ne, dertli kim
Yaradan şahidim
Sevda dilimde değil
Sen yoksan biterim
Kaybolur yiterim
Yokluk ölümde değil
Aklıma düşünce
Seni düşününce
İçim içime sığmıyor
Yine hüzün var
Gelse de bahar
Sensiz günüm doğmuyor
Söz – Müzik: Uğur Işılak
nühüft: (ﻧﻬﻔﺖ) i. (Farsça nuhuft “gizli”den) Mûsikîmizde yegâh makāmına aşîran (mi) perdesine nakledilmiş bir uşşak dörtlüsü ilâvesiyle elde edilen, en az altı buçuk asırlık bir birleşik makam:
Uşşak usûlüyle nühüft etti nevâsın / Gördü ki çıkış vermedi zîr ü bem-i hasret (Nedim).
Haftada iki gün usûl ve saz muallimleri gelirdi… Biz hepimiz diz çöküp halka olarak nühüft, dilkeşhâveran faslının devr-i kebirleriyle ağır bestelerinden, şarkılarından geçer, hoca hanımdan da Kur’ân-ı Kerim okurduk (Fahri Celâl).
nühütfte: (ﻧﻬﻔﺘﻪ) sıf. (Farsça nuhufte) Gizli, saklı:
Nühüfte gevher-i kân-ı maârif dürc-i tab’ında / Fürûğ-ı nûr-ı takvâ vech-i pâkinde hüveydâdır (Fıtnat Hanım).
Mâhiyyeti kendisince meçhul / Bir sır ki durur nühüfte serde (İsmâil Safâ).
(…) Seyelân ederek o âna kadar nühüfte duran hissiyâtını uyandırıyor (Hüseyin C. Yalçın).