Etiket: ölüm

Vara vara vardım ol kara taşa / Hasret kodun beni kavim kardaşa

Vara vara vardım ol kara taşa
Hasret kodun beni kavim kardaşa
Sebep ne, gözden akan kanlı yaşa
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin, gelmez yola geldirdi
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

Karac’oğlan der ki kondum, göçülmez
Acıdır ecel şerbeti, içilmez
Üç derdim var, birbirinden seçilmez
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

Karacaoğlan

Okuyan İsmet Özel

kahramanlık; içerek acı ölüm tasından, ileriye atılmak ve sonra dönmemektir.

Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmemektir.
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir;
Kahramanlık; saldırıp bir daha dönmemektir.

Sızlasa da gönüller düşenlerin yasından
Koşar adım gitmeli onların arkasından.
Kahramanlık; içerek acı ölüm tasından
İleriye atılmak ve sonra dönmemektir.

Yırtıcılar az yaşar… Uzun sürmez doğanlık…
Her ışığın ardında gizlidir bir karanlık.
Adsız sansız olsa da, en büyük kahramanlık;
Göz kırpmadan saldırıp bir daha dönmemektir.

Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir.
Bunun için ölüme bir atılış gerekir.
Atıldıktan sonra bir daha dönmemektir…

Hüseyin Nihal Atsız

Neye yarar sevdadan uzak olan, Yaşayan ölüdür Allah etmesin / Kapını çalmadan ölüm haberi, Sev seveni gözün açık gitmesin

Sevdayı çekip de gönülü bilen
Gönülsüzün kollarında yatmasın
Neye yarar sevdadan uzak olan
Yaşayan ölüdür Allah etmesin

Kerem’den, Mecnun’dan, Kamber’den beri
Sevda çeken bilir, gönüllü yari
Kapını çalmadan ölüm haberi
Sev seveni gözün açık gitmesin

Aşk irade gönüller sultan olsun
Gönül aradığın gönlünce bulsun
İsterim ki herkes muradın alsın
Zalim felek buna mani olmasın

Garibim gönülsüz yare varılmaz
Gönülsüz gövdeye kollar sarılmaz
Ömür biter buna karşı durulmaz
Ömür bitsin, bu sevdalar bitmesin Okumaya devam et “Neye yarar sevdadan uzak olan, Yaşayan ölüdür Allah etmesin / Kapını çalmadan ölüm haberi, Sev seveni gözün açık gitmesin”

Aydı Gündü Gelip Geçir Ömürden Telesirik Görek Yaza Ne Galdı

Yığdın Bu Dünyanın Malın Dövletin
Ellini Aşırdın Yüze Ne Galdı
Ayak Getti El Getirdi Diş Yedi
Bahmahtan Savayi Göze Ne Galdı (Ne Galdı Ne Galdı)

Ölüm Haktır Çıkmak Olmaz Emirden
İpek Tara Halga Salma Demirden
Aydı Gündü Gelip Geçir Ömürden
Telesirik Görek Yaza Ne Galdı (Ne Galdı Ne Galdı)

Havaya Bakıram Hava Ne Cuşdu
Gezdiğim Oylağlar Yâdıma Düştü
Bir Güneşti Dersin Ali De Köçtü
Sındı Telli Saza Tezane Galdı (Ne Galdı Ne Galdı)

DSC_0034

Zeynep Hanlarova

Bir soğuk yel eser üşür ölüm, ölüm bile – Suavi

Gelip kondu bir güvercin ellerine o gece
suavi üşür ölüm bile

Bir ormanda tutup onu bağladılar ağaca
Yumdu sanki gözlerini uyur gibi usulca
Bir soğuk yel eser üşür ölüm, ölüm bile
Anlatır akan kanı beyaz sesiyle.

Diz çöktüler karşısında sonra ateş ettiler
Parçalanan yüreğine yuva kurdu mermiler
Bir soğuk yel eser üşür ölüm, ölüm bile
Anlatır akan kanı beyaz sesiyle.

Gelip kondu bir güvercin ellerine o gece
Kırmızı bir çelenk oldu bileğinde kelepçe
Bir soğuk yel eser üşür ölüm, ölüm bile,
Anlatır akan kanı beyaz sesiyle.

Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde; Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.

rindlerin-olumuRİNDLERİN ÖLÜMÜ
Hafız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış;
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle.
Gece; bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şiraz’ı hayal ettiren ahengiyle.

Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar;her gece bir bülbül öter.

Yahya Kemal BEYATLI