Etiket: partiler
16 nisan anayasa değişikliği referandumundan evet çıkarsa ne olacak?
Ülkemiz seçmeni, takvimler 16 Nisan 2017‘yi gösterdiğinde anayasa değişikliği halkoylaması için sandığa gidecek. Bu anayasal güncellemeyi destekleyenler yeni anayasanın Türkiye’ye daha fazla istikrar getireceğini savunurken, muhalefet ‘gücü tek elde, tek adamda toplayan’ yeni rejimin demokratik olmayacağı görüşünde.
Referandumda seçmene “yeni anayasa taslağını” kabul edip etmediği sorulacak. Peki sonuç “evet” çıkarsa Türkiye’de neler değişecek:
- Hali hazırda devletin başı olan cumhurbaşkanı aynı zamanda yürütmenin de başı olacak, yani başbakanın görevini de üstlenecek.
- Başbakan pozisyonu ortadan kalkacak, onun yerini başkan yardımcısı alacak.
- Cumhurbaşkanı kararname hazırlama, olağanüstü hal ilan etme, bakanları ve üst düzey bürokratları atama yetkilerine sahip olacak.
- Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler 5 yılda bir aynı tarihte düzenlenecek.
- Parlamentonun çoğunluk oyuna dayanarak cumhurbaşkanını soruşturma ve azletme yetkisi olacak. Cumhurbaşkanının yargılanması için meclisin en az üçte ikisinin (401) oyu gerekecek.
- Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler 5 yılda bir aynı tarihte düzenlenecek.
- Mevcut TBMM’de 550 olan milletvekili sayısı 600’e çıkacak.
- Milletvekili seçilme yeterliliği 25 yaşından 18’e indirilecek.
- TBMM’nin bütçe yapma yetkisi cumhurbaşkanına geçecek. Bütçe cumhurbaşkanı tarafından hazırlanıp meclise sunulacak, meclis bütçeyi ya onaylayacak ya da geri gönderecek.
- Cumhurbaşkanlığı için meclis dışından aday gösterilebilecek. En az yüzde 5 oy almış partiler ve 100 bin seçmen aday önerebilecek.
- Devlet başkanı meclisin çıkardığı yasaları iptal talebi ile Anayasa Mahkemesine götürebilecek.
- Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması durumunda yerine yardımcısı vekalet edecek ve 45 gün içinde seçime gidilecek.
- TBMM, cumhurbaşkanlığı seçiminin yenilenmesi talebi için en az 260 milletvekilinin onayına ihtiyaç duyacak.
- Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kaldırılacak.
- Hâkimler ve Yüksek Savcılar Kurulu’nun ismindeki ‘yüksek’ ibaresi kaldırılacak ve üye sayısı 22’den 13’e düşürülecek.
- Taslağa eklenen geçici madde ile Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı zamanda Akp başkanı olabilecek.
Okumaya devam et “16 nisan anayasa değişikliği referandumundan evet çıkarsa ne olacak?”
CHP Seçimli Büyük Kurultay 16-17 Ocak 2016
Cumhuriyet Halk Partisi‘nin, 16-17 Ocak 2016 tarihinde yapacağı “Seçimli Büyük Kurultay”a en fazla delegeyi veren İstanbul CHP İl başkanı, Ankara CHP İl başkanı ve İzmir CHP İl başkanından ilginç öneri:

Üç il başkanı da Geneş Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun görevinde kalmasını istiyor. İl Başkanları, bunun karşılık parti yönetiminde köklü değişiklik talep ediyor. Bu talep sandığa yansırsa MYK üyelerinin tamamına yakınının değişmesi sürpriz olmayacak.
İSTANBUL:
CHP’deki vitrin değişikliğini en fazla dillendiren illerin başında İstanbul geliyor.
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, “Biz İstanbul olarak 176 delegemizle Sayın Genel Başkan’ımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun arkasındayız. Genel Başkan dışında parti yönetiminde değişim talebinin olduğu tartışmasız gerçektir. Değişimin olması demek oradaki tüm arkadaşlarımızın dışarıda kalması demek değildir. Ancak PM ve Merkez Yürütme Kurulu’nun %85’inin değişimi konusunda çok büyük bir talep var. Artık CHP’de yerinde oturarak il başkanlığı veya genel merkez yöneticiliği dönemi kapandı. Halka dokunan parti yöneticisi olacak. Halka dokunmayan yöneticilik yapamayacak” diye konuştu. Okumaya devam et “CHP Seçimli Büyük Kurultay 16-17 Ocak 2016”
referanduma neden evet demeliyiz?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, HABERTÜRK TV ekranlarında AK Parti Genel Merkezi’nden canlı yayınlanan ‘Sansürsüz Özel’de HABERTÜRK TV Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut’un sorularını yanıtladı:
Neden evet demeliyiz?
Öncelikle çok teşekkür ediyorum. Önümüzde şöyle bir tablo var. Aslında milletin çizdiği bir tablo. Darbe anayasası mı, milletin anayasası mı? Millet darbe anayasasını bir kenara koyuyor. Yıllardır bu iradeyi bekliyordu. Ve bunu gördü. Bütün STK’lar da bu işin içindeydiler. Biz bu adımı attık. Asıl değişikliğin de 2011 seçimlerinden sonra yapılacağını söylüyoruz. Bu bir milletin anayasasıdır. Muhalefet zorla bunu AK Parti projesi olarak sunuyor. Bu bir AK Parti projesi değildir. Bu AK Parti’nin kapatılması öncesi yapılan bir hazırlığın neticesidir. Ana muhalefet hazırlığı hiç görmeden reddetti. Diğer muhalefet reddetti. Uzlaşma hiçbir zaman aramadılar. Bize düşen sivil toplum kuruluşlarına gitmek… Geçmişte anayasa hazırlığı yapan kuruluşların, TOBB, TÜSİAD gibi.. Bütün partilerin bu hazırlıklarını önümüze aldık. Bu çalışmalar üzerinden hazırlığımızı yaptık. Şu anda önümüzde bulunan bir taslaktır. Ve bu çalışmanın neticesidir. O da Meclis’e geldi, bu hale geldi. Bu hale de Ana muhalefet itiraz etti. AYM’ye gitti, AYM de bu uygundur dedi. Şimdi biz asıl sahibine gidiyoruz. Şimdi biz, söz de karar da milletindir dedik.
Metinde ufak tefek düzenlemeler oldu. Bu sizi rahatsız ediyor mu?
Bizim gönlümüz esasa girmeden bunun çıkmasıydı. Bu yine de bütünü olarak baktığımızda rahatsız edici bir netice doğurmadığı için bütün gönlümüzle sarıldık. Şu anda milletimizin huzurunda. Okumaya devam et “referanduma neden evet demeliyiz?”
GENAR referandum anketi
Kamuoyu araştırma şirketi GENAR, Ağustos ayı ile ilgili yaptığı Siyasi Gündem Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı.
GEN 31 Temuz-08 Ağustos günlerinde 16 il ve 46 ilçede 2274 kişi ile yüzyüze görüşülerek yürütülen ve GENAR’ın kendi özkaynaklarıyla yaptığı araştırma kamuoyunun nabzı ile ilgili verileri ortaya koydu.
AR, 12 Eylül 2010’da yapılacak olan referanduma yönelik olarak gerçekleştirdiği kamuoyu araştırmasından şu sonuçları elde edildi.
GENAR Araştırma Genel Seçim Anketi
GENAR Araştırma tarafından yapılan ve Vatan Gazetesi’nde yayınlanan ‘bugün seçim olsa’ anketinin sonuçları…
KKTC Seçimleri
KKTC SEÇİMLERİNDE OYLARIN YÜZDE 99.84’Ü SAYILDI
İşte KKTC seçimlerinin galibi
İşte KKTC seçimlerinin galibi
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) bugün yapılan milletvekilliği Erken Genel Seçimlerinde oyların tamamına yakını sayıldı.
KKTC genelindeki 620 sandıktan 619’u açıldı.
Sonuçlar, KKTC’de iktidarda olan CTP ile ÖRP’ye muhalefet, ana muhalefet UBP’ye de iktidar yolunu açtı.
KKTC genelinde toplam 5 ilçedeki açılan 619 sandıktan çıkan sonuçlara göre, seçim pusulasındaki sıralarına göre siyasi partilerin resmi olmayan oy dağılım oranları ve çıkaracağı milletvekili sayısı şöyle:
-Ulusal Birlik Partisi (UBP):613.667 (yüzde 44.04) 26 milletvekili
-Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP):407.329 (yüzde 29,23) 15 milletvekili
-Demokrat Parti (DP):148.557 (yüzde 10,66) 5 milletvekili
-Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP): 33.677 (yüzde 2,42)
-Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP):95.668 (yüzde 6,87) 2 milletvekili
-Halk İçin Siyaset Partisi (HİS):6.904 (yüzde 0,50)
-Özgürlük ve Reform Partisi (ÖRP):86.740 (yüzde 6,23) 2 milletvekili
Bu sonuçlara göre, yüzde 5 olan ülke barajını aşan UBP, CTP, DP, TDP ve ÖRP meclise giriyor.
BÖLGELERDE MİLLETVEKİLİNİN PARTİLERE DAĞILIMI
Resmi olmayan bu sonuçlara göre, 16 milletvekili çıkaran Lefkoşa’da UBP 8, CTP 5, DP 2, TDP 1 milletvekilliği kazandı.
Toplam 13 milletvekili bulunan Gazimağusa’da, UBP 6, CTP 4, DP 1, TDP 1, ÖRP 1 milletvekili çıkardı.
Milletvekili toplamı 9 olan Girne’de ise UBP 5, CTP 3, DP 1 vekillik kazandı.
Güzelyurt’un 6 olan milletvekili sayısı UBP 4 ve CTP 2 vekil olarak paylaşılırken, İskele’nin toplam 6 milletvekilliği ise UBP 3, CTP 1, DP 1 ve ÖRP 1 vekil olarak sonuçlandı.
PARTİLERİN ALDIĞI OYLARIN ÇOKLUĞU KAFALARI KARIŞTIRMASIN
Cumhuriyet Meclisi’nin 50 yeni üyesinin belirlendiği seçimde kayıtlı 161 bin 373 seçmenden, 130.953 seçmen sandığa gitti ve seçimlere katılım yüze 81.28 oldu.
KKTC seçim sistemine göre seçmen oyunu; mühür, mühür tercih ve karma olmak üzere 3 türlü kullandı. Bu tercihlerin sayımı, partilerin aldığı oyların sayısını, kayıtlı seçmen sayısının çok çok üstünde gösteriyor.
Bu durum şundan kaynaklanıyor:
Bir partiye vurulan mühür, o partiye bölge milletvekili sayısı kadar oy getiriyor. Mühre ek olarak aynı partiden yapılan tercihler ise, sadece parti içi avantaj sağlıyor, ilgili partiye diğer partilere kıyasla ek veya daha az avantaj sağlamıyor.
Karma oydan bir partiye gelen oy sayısı ise adaylara verilen tercih sayısı kadar hesaplanıyor. Örneğin, 16 milletvekili çıkaran Lefkoşa’da bir partiye vurulan mühür, o partinin hanesine (16) oy olarak yazılıyor. Aynı partiye karma oydan gelen 3 tercih de (3) oy olarak kaydediliyor. Bu da, partilerin aldığı oy sayısını, kayıtlı seçmen sayısının kat kat üzerinde gösteriyor.
KKTC’deki genel seçimlerde UBP zafer ilan etti
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) yapılan milletvekilliği erken genel seçimlerinde ana muhalefet Ulusal Birlik Partisi (UBP) zafer ilan etti.
Seçimlerin ardından sandıkların büyük bir bölümü açıldı. İlk sonuçlara göre UBP oyların yüzde 45’e yakınını aldı. Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ise yüzde 30 civarında oy aldı.
Meclis’e UBP, CTP, DDP, TDP ve ÖRP’nin girmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Bu arada, zafer ilan eden UBP’liler sokaklarda kutlamalar yapıyor. UBP’liler havai fişek gösterileri ile sevinç gösterileri yapıyor.
Partililere hitap eden Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Derviş Eroğlu, Türkiye’nin anavatanı olmasından gurur duyduğunu söyledi.
AK Parti 2011 Projesi
29 mart seçimlerinde oylarını düşen ve bir çok belediye kaybeden AK Parti, 2011 seçimleri için kolları şimdiden sıvadı. İstanbul Milletvekili Kıyıklık projeyi anlattı…
Emine DOLMACI‘nın haberi
AK Parti’de seçim sonuçları 2011’deki genel seçimlere endeksli analiz ediliyor. Bu çerçevede belediye başkanları eğitime alınacak. Çalışmayı yürüten isimlerden İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, “Başkanlardan 2011’deki seçime göre çalışmalarını isteyeceğiz.” diyor.
Yerel seçimlerde beklediği başarıyı yakalayamayan AK Parti, 2011 yılında yapılacak genel seçimlere odaklandı. Bu ay içinde tüm belediye başkanları genel merkeze çağrılacak. Belediyecilikle ilgili bir bilgilendirme yapılacak, yeni hizmet stratejisi anlatılacak. Başkanlara, “2011 seçimlerine hazır olun” denilecek. Parti yönetimi de sonuçları bu çerçevede masaya yatırıyor. Çalışmayı yürüten isimlerden İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, “Faturayı başkalarına değil de kendimize çıkarırsak genel seçimlerde başarılı oluruz.” diyor.
AK Parti, seçim sonuçlarını Başbakan Erdoğan ve parti üst yönetimi nezdinde değerlendiriyor. Erdoğan, teşkilat yöneticileriyle bir araya gelerek yapılan hataları tartışıyor. Bu yöndeki bir çalışma da genel merkez yerel yönetimler birimi tarafından yürütülüyor. Büyükşehir, il, ilçe ve beldelerin seçim sonuçlarını değerlendiren raporlar, yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi’ye gönderiliyor. Çalışmayı organize eden isimlerden biri eski Bağcılar Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık. İl ve ilçe teşkilatlarını bizzat arayarak değerlendirmelerini alıyor. Hazırlanan raporların genel merkeze ulaştırılmasını sağlıyor. 15 yıllık yerel yönetim tecrübesi bulunan Kıyıklık, İstanbul’un AK Parti’nin en iyi netice aldığı yerlerden biri olduğunu ancak bazı ilçelerdeki oy kayıplarını tahmin edemediklerini söylüyor. Maltepe, Kartal, Ataşehir, Sarıyer, Silivri, Çatalca, Büyükçekmece ve Avcılar bunlar arasında. AK Parti’ye karşı yapılan ittifakların Türkiye genelinde partisine oy kaybettirdiğini düşünen Kıyıklık, ekonomik krizin, hükümeti karalama kampanyalarının ve Deniz Baykal’ın yüzde 52 iddiasının sonuçta etkili olduğunu savunuyor.
AK Parti, belediye başkanlarına şehircilik, planlama, finansman kullanımı ve yatırım gibi konularda eğitim vermeyi planlıyor. Önem verilen başlıklardan biri de şu: “AB’den nasıl fon alınır?” AK Parti, bu toplantıda ayrıca yerel yönetim stratejisini açıklayacak. Kıyıklık, “2011’de seçim var, belediye başkanlarından ona göre çalışmalarını isteyeceğiz.” diyor. Yerel yönetimler tarafından yapılan hizmetlerin toplu açılışlarla halka duyurulduğunu hatırlatan Kıyıklık, bu yöntemi yanlış buluyor: “Bundan vazgeçmemiz lazım. İstanbul’a çok büyük yatırımlar yapıldı ama kendimizi anlatamadık.” Kıyıklık, yeni hizmet üsluplarının açılışları yerinde ve zamanında gerçekleştirmek olması gerektiğini sözlerine ekliyor.
Kaynak:HABER7
Muhsin Yazıcıoğlu’nu Anlatan Mektup ‘Gardaş’
Muhsin Başkan’ın, muhatabına hitap şekli buydu. Koyu bir Orta Anadolu vurgusuyla ve sıcak bir ses tonuyla karşısındaki ile muhabbete “gardaş…” diye başlardı. Duygu ortaklığını bu kelime ile yakalar ve sık sık tekrarlayarak sürdürürdü. “Duygudaşlık”… “Fikirdaşlık” değil. Galiba fikrin pek önemi de yoktu.
Muhsin Yazıcıoğlu’nu kavga esnasında tanımıştım. Kavga sona erdikten, fikirler darmadağın olduktan sonra da devam eden yakınlığımızı bu duygu ortaklığına bağlardım. 70’li yıllarda girdiğimiz kavga üzerine uzun yıllar düşündüm. Sosyal bilimlere aç bir kurt gibi dalmamın arkasında, yaşadıklarımıza anlam verme çabası vardı. Düşünce sembollerle gelişiyor. Muhsin Başkan da elverişli bir semboldü.
Bir hanımın yanında başını yerden kaldıramayan Anadolu delikanlısının, sabit gözlerle bir yere bakması lâzımdı. Cemiyet içinde konuşurken ellerini koyacak yer bulamayanların tutacakları bir şeyler lâzımdı. Sabit gözlerle ideolojilerin ütopyalarına dalmışken, güzel bir çift göze çaktırmadan bakarak bir şeyler söylemek mümkündü. Size fazla gelen, koyacak bir yer bulamadığınız ellerinize önce bir sopayı sonra da 7.65 mm çapında bir silahı aldığınızda sosyofobiniz de kayboluyordu. Neden kavga ettik, sorusuna bugün verdiğim cevap bu. Bir nedeni yoktu. Paylaşamadığımız bir şey yoktu. Sadece kavga etmemiz gerekiyordu. Bahaneler çoktu. Sebepler değil, kavganın kendisi önemliydi. Sesimizi kimse duymuyordu. Gerçi pek konuşmayı da beceremiyorduk. Konuşmak yerine dövüşmeyi tercih ettik.
Muhsin Başkan’ın “gardaş” hitabı, size benzeyenlerle sırt sırta vererek üzerinize düşmanca gelen her şeye karşı direnme çağrısıydı. Düşmanca olan sol ideolojiler değil, şehirlerin soğuk yüzüydü. Batı Anadolu’dan, Trakya’dan gelen ve dağarcığında “gardaş” kelimesi bulunmayan arkadaşlarımızın da, kestirmeden bu frekansa geçmesi, bu kelimedeki duygudaşlık yükünün eseriydi.
Önceki gün yazdığım yazıya, 70’li yılları bizim tam karşı kutbumuzda yaşayanlardan tepkiler geldi. Hürriyet gazetesinin, dün itibarıyla değişen ve Muhsin Yazıcıoğlu’na düşmanlık yayan yayınını da, aynı çevrenin eseri olarak gördüm. Haksızlık ediyorlar. Yazdıklarım için “Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte solcuları nasıl dövdüğünü anlatıyor.” diyorlar. Ben kimseyi dövmedim, ama epeyce dayak yedim. Ama biz solcuları öldürdük. Tıpkı solcuların da bizi öldürdüğü gibi. O yıllarda bu kavgada çoğu genç tam 5 bin insan hayatını kaybetti. Geride kalan acıları ve istikbali kararanları da unutamayız. Kavgayı bizler çıkartmadık. “Bizler” derken solu da kastediyorum. Ama kendimizi bir “gardaş” kavgası içinde bulduk. Artık hepsi geride kaldı. Bugüne intikal eden sadece Ergenekon çetesi var. Benim Ergenekon’a duyduğum öfkenin arkasında da bu 5 bin kişinin hayatı duruyor.
Hrant Dink cinayeti üzerine Muhsin Başkan ile Zaman’da yayımlanan bir röportaj yapmıştım. Amacım, provokasyonları önlemek için ondan mesajlar almaktı. Ona Hrant’tan bahsetmiş, tam bir Anadolu delikanlısı olduğunu anlatmıştım. Karşılaşmış olsalardı mutlaka “gardaş” diye hitap ederdi. Dink’in arkasından yazdığı şiiri okumuştu. Şu satırları unutmadım: “Kan sızıyor Fırat’ın delinmiş tabanından toprağıma/Bağrımdaki bütün Mehmetler ağlıyor/Oğlunun adını Fatih koyan bütün Ermenilerle birlikte.”
Önceki ay, “Son ülkücü” ile birlikte, Karşıyaka Mezarlığı’nda ülkücülerin mezarlarıyla birlikte Deniz Gezmiş’in, Mahir Çayan’ın mezarlarını da saygı içinde ziyaret etmiştik. Bugün, Muhsin Yazıcıoğlu’nun hatırasına, eski solcuların da saygı göstermesini bekleyecek kadar kendime ve o nesle güveniyorum.
Muhsin Başkan’ı sevenlere Türkiye’den kaçarak hayatını Meksika’da sürdüren bir sosyalistten aldığım mektuptaki şu “gardaş”ça satırları aktarıyorum: “Liderinizin, ideolojik olarak hemen hiçbir şey paylaşmadığım Sayın Yazıcıoğlu’nun üzüntü verici şekilde yitirilmiş olmasına içtenlikle üzülen bir sosyalistten duygudaşça bir gönderi almak belki kederinizi bir nebze olsun azaltır düşünce ve umuduyla yazıyorum bu sözcükleri. Akıllarını ve vicdanlarını ideolojinin körleştirici kuyularında yitirmemiş olanlar, tutarlığından, ilkelerinden, yiğitlikten ödün vermeyen insanların varlığını yadsımazlar -böylesi erdemlere sahip olan insan düşünce bazında kendilerinden çok çok uzak da olsa. Sayın Yazıcıoğlu tutarlı, ilkeli, yiğit bir insandı, buna kuşkum yok, üzüntüm bundan, üzüntüm içten.”
Kaynak:HABER7