türkiyenin ne makro ekonomik verilerinde ne üretim gücünde ne istihdam düzeyinde ne bankacılık sisteminde en küçük bir sıkıntı olmadığı halde suni finansal istikrarsızlık dalgalarına maruz kalıyoruz. bu saldırıların sebeplerini çok başka olduğu açıkça ortadadır.
Etiket: politika
çamaşıra düşman, lekelere dost: müslümanlık iddiamızı çürütecek her şey aleyhimizedir
3 Nisan 2018 İsmet Özel yazısı.
Menşei itibariyle ve intikal vesilesi göz önüne alındığında kızıl bayrağımızı beyazlığıyla süsleyen ay yıldızı ne bugün bizim anladığımız Müslümanlıkla, ne de bugünkü dünyanın anladığı Türklükle irtibatlandırmak mümkündür; ama bütün dünyanın bizim ay yıldızımızı görür görmez bundan hem Müslümanlık, hem de Türklük intibaı edinmesinin önüne hiç kimse geçemiyor.
Böyle bir algıyı dünyada yürütülen her türlü siyasetin yıldırıcı teşhis gücüyle açılan anlam alanı intaç ediyor. Vakıalara teşhis koyan siyasetin kendisidir. Siyaseti kimisi politika olarak anlar. Çevir kaz yanmasın. Kimisi için siyaset idamdır. Bazıları seyislikle siyaseti eş tutar. Bu yaklaşımlardan hangisini benimsersek benimseyelim siyasetin asırlardan beri yılarak ve yıldırarak yapılabilen bir şey olduğunu gözden kaçırırsak siyaset yapamaz, siyasi bir başarıya varamayız. Yılmak ve yıldırmak çıplak insan münasebetlerinin mihveridir. Demek ki, insan münasebetleri karşımıza giyinik de çıkabilir. Siyaset karşımıza sıklıkla savaş kıyafetinde çıkacaktır. Asırlardan beri savaş çıkaranlar ben yılmayacağım; ama yıldıracağım diyenler takımıdır. Tarafların kozlarını paylaşılmağı ertelediği zaman dilimine barış demek âdet olmuştur.
Bu mülahazalar tahtında kızların başını örtmesini ay yıldızın yaydığı hissiyata benzetme durumunda kalırız. Bütün dünyada kendini dindar sayan her Katolik ve Yahudi kadının başı açık gezmekten rahatsız olduğu bilinir. Buna mukabil aynı “bütün dünya”nın zihni “örtülü” kadını Müslüman kadınla özdeşleştirmiştir. Okumaya devam et “çamaşıra düşman, lekelere dost: müslümanlık iddiamızı çürütecek her şey aleyhimizedir”
550 milletvekili bile fazla, 600 değil 450 olmalı
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: 550 milletvekili bana göre fazla. Normali 450’dir. Şimdi 600’e çıkarıyoruz. 550 milletvekili bize yetmiyor. 600 milletvekili olsun diyorsanız gidip ‘evet’ oyu kullanacaksınız. Olur mu? 600 milletvekili 187 trilyon para ödüyeceğiz. Gerek var mı buna diyorsanız gideceksiniz ‘hayır’ oyu kullanacaksınız.

Bana sorarsanız neden 600? Neden 187 trilyon lira? Eğer bu parayı birine vereceksem götür fındık üreticisine ver kardeşim. Milletvekillerine 187 trilyon vereceksin. Fındık üreticisi yine perişan vaziyette. Diyorsanız ki fındık üreticisi olarak ‘Biz perişanlığa alıştık. Açlığada alıştık. Evet oyu kullanalım’ diyorsanız kaderinizi kendiniz çizmiş olacaksınız. ‘Hayır 187 trilyon lira bizim cebimizden çıkmamalı, bu ülkede açlık var, yokluk var. Ürün üretiyoruz. Dünya da 1 numarayız. Bu para bize verileli doyorsanız gidecek ‘hayır’ oyu kullanacaksınız.
16 nisan anayasa değişikliği referandumundan evet çıkarsa ne olacak?
Ülkemiz seçmeni, takvimler 16 Nisan 2017‘yi gösterdiğinde anayasa değişikliği halkoylaması için sandığa gidecek. Bu anayasal güncellemeyi destekleyenler yeni anayasanın Türkiye’ye daha fazla istikrar getireceğini savunurken, muhalefet ‘gücü tek elde, tek adamda toplayan’ yeni rejimin demokratik olmayacağı görüşünde.
Referandumda seçmene “yeni anayasa taslağını” kabul edip etmediği sorulacak. Peki sonuç “evet” çıkarsa Türkiye’de neler değişecek:
- Hali hazırda devletin başı olan cumhurbaşkanı aynı zamanda yürütmenin de başı olacak, yani başbakanın görevini de üstlenecek.
- Başbakan pozisyonu ortadan kalkacak, onun yerini başkan yardımcısı alacak.
- Cumhurbaşkanı kararname hazırlama, olağanüstü hal ilan etme, bakanları ve üst düzey bürokratları atama yetkilerine sahip olacak.
- Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler 5 yılda bir aynı tarihte düzenlenecek.
- Parlamentonun çoğunluk oyuna dayanarak cumhurbaşkanını soruşturma ve azletme yetkisi olacak. Cumhurbaşkanının yargılanması için meclisin en az üçte ikisinin (401) oyu gerekecek.
- Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler 5 yılda bir aynı tarihte düzenlenecek.
- Mevcut TBMM’de 550 olan milletvekili sayısı 600’e çıkacak.
- Milletvekili seçilme yeterliliği 25 yaşından 18’e indirilecek.
- TBMM’nin bütçe yapma yetkisi cumhurbaşkanına geçecek. Bütçe cumhurbaşkanı tarafından hazırlanıp meclise sunulacak, meclis bütçeyi ya onaylayacak ya da geri gönderecek.
- Cumhurbaşkanlığı için meclis dışından aday gösterilebilecek. En az yüzde 5 oy almış partiler ve 100 bin seçmen aday önerebilecek.
- Devlet başkanı meclisin çıkardığı yasaları iptal talebi ile Anayasa Mahkemesine götürebilecek.
- Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması durumunda yerine yardımcısı vekalet edecek ve 45 gün içinde seçime gidilecek.
- TBMM, cumhurbaşkanlığı seçiminin yenilenmesi talebi için en az 260 milletvekilinin onayına ihtiyaç duyacak.
- Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kaldırılacak.
- Hâkimler ve Yüksek Savcılar Kurulu’nun ismindeki ‘yüksek’ ibaresi kaldırılacak ve üye sayısı 22’den 13’e düşürülecek.
- Taslağa eklenen geçici madde ile Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı zamanda Akp başkanı olabilecek.
Okumaya devam et “16 nisan anayasa değişikliği referandumundan evet çıkarsa ne olacak?”
Levent Gültekin 7 Kasım 2016 Köşe Yazısı
Doğum sancısı mı, ölüm sancısı mı?
Meclis’in devre dışı bırakılması, Anayasa’nın askıya alınması, bütün dünyaya ayar verme üzerine kurulu dış politika, el konulan medya organları, hapse atılan aydınlar, yazarlar, gazeteciler, seçilmişler…
İçeride ve dışarıda sürdürülen büyük bir kavga var.
Kimilerine göre bu tablo ülkenin ölüm sancısı.
Böyle düşünenlerin arasında her ne kadar farklı nedenlerle seslerini çıkaramasalar da kuşkusuz bir kısım AK Partililer de var.
Diğer taraftan bir kesim var ki tüm bu kavgaları, yaşananları güçlü bir Türkiye’nin doğum sancısı olarak görüyor.
Muhalifler susturulunca her şeyin yerli yerine oturacağını sanıyorlar.
Hemen her yazımda bu gidişatın felaket, yıkım, yani çekilen sancının ölüm sancısı olduğuna bir şekilde vurgu yapıyorum.
Müsaade ederseniz bugün, niçin doğum değil, ölüm sancısı olduğunu bir kez daha tane tane anlatmak istiyorum.
Tüm bu kavgalardan, çatışmalardan sonra ortaya güçlü bir Türkiye çıkacağını sanan, düşünen sevgili kardeşim:
Her ülkede farklı düşünen; farklı inançtan, mezhepten, ideolojiden, etnisiteden insanlar yaşıyor.
Gelişmiş toplumlar, bir arada yaşamanın formülünü bulmuşlar. Bu formülü de güçlü bir anayasa ve bağımsız bir yargı ile teminat altına almışlar.
Çünkü herkesin fikriyle katkı sunduğu değil de “bir kimsenin” üstünlük kurmaya çalıştığı ülkelerde kaos, çatışma, insanların enerjisini yok eden kavgalar bitmiyor.
Bitmiyor. Çünkü kimse kimseye boyun eğmez. Kimse kimsenin yaşam tarzını dayatmayla kabul etmez. Bu tür kavgalar ilelebet sürer gider.
İnsanlar baskıyla, o baskının neden olduğu korkuyla belki bir süre sinerler ama teslim olmazlar. Huzursuz olurlar. Tatsız olurlar. Ülkeyle duygusal bağları zayıflar. Öğretmendir, doktordur, mühendistir. Kendini bu ülkede değersiz hissettikleri için verimli çalışmazlar. Üretemezler. Çok güzel hastaneler yaparsın ama içinde canla, başla çalışacak doktor bulamazsın.
Çok güzel okullar yaparsın ama çocuklarını teslim edecek canla başla çalışan öğretmenler bulamazsın.
Üstelik bu kötü senaryo işlerin “iyi gitmesi” sonucu olur.
Çünkü daha da kötüsü olabilir. Okumaya devam et “Levent Gültekin 7 Kasım 2016 Köşe Yazısı”
Başbakan Erdoğan, referandum, irtica, darbeler, TÜSİAD hakkında konuştu
Başbakan Erdoğan Habertürk kanalında Yiğit Bulut‘un sunduğu Sansürsüz adlı programa konuk oldu. Başbakan Erdoğan 12 Eylül referandumu, muhalefetin tavrı ve Türkiye’nin gündemine ilişkin sorulara canlı yayında cevap veriyor.
Başbakan Erdoğan, yeni bir anayasa talebinin yıllardır Türkiye gündeminde olduğunu sivil toplum kuruluşlarının ısrarla yeni anayasadan yana olduklarını dile getirirek bu konu üzerine muhalefet partileri ile görüşmeye gittiklerini ancak olumsuz cevap aldıklarını buna karşın hazırlıklarını sürdürdüklerini ve Meclis’ten geçirdiklerini anlattı.
Erdoğan, yeni anayasanın AK Parti‘nin değil devletin politikası olduğunu Anayasa Mahkemesi‘ne giden maddelerin küçük değişikliklerle referanduma gittiğini dile getirerek “Bizim arzumuz esasa girmeden paketin çıkması idi. Müdahale olmasına rağmen biz bu metnin vatandaşın onayına sunulmasından mutlu olduklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan, “Referandumda sağlanacak değişimle 2011’a çok daha güçlü bir iktidara doğru gidiş olacaktır. Bu iktidar da daha geniş çaplı bir anayasa için çalışmasını yapacaktır.” dedi.
Başbakan Erdoğan, 2011’de son kez Milletvekili adaylığını koyacağını ama siyasetten kopmayacağını dile getirerek “Dünya’da siyaset tüm liderler belli dönemler için iktidarda durur. Zirvedekyken koltuklar bırakılmaz ise o koltuktan indirirler” dedi. Okumaya devam et “Başbakan Erdoğan, referandum, irtica, darbeler, TÜSİAD hakkında konuştu”
Türk İç Politikası (turkicpolitikasi.com)
Türk İç Politikası, Türkiye’nin iç politikasını takip etmeyi görev bilip, internet kullanıcılarına en tarafsız siyaset haberlerini verbilme gayesi gütmektedir.
Suat Kılıç, Kılıçdaroğlu için Çakma ve kıskanç dedi
AK Parti’de köstebeğim var
Habertürk’ün haberine göre Şimşek, gelecek seçimlerde CHP’nin oy oranı ile ilgili bir soruya cevap verirken ilginç bir itirafta bulundu: “Aziz Babuşçu bir televizyon programında 1 milyon üye kaydettik filan demiş. Ben onu bunu bilmem, bugün genel merkez de kendisine telefon açmıştır, dün kendi ellerine geçen İstanbul’la ilgili bir araştırma var ve benim de bir köstebeğim var. Oraya da dikkat etsinler, oradan da bilgi geliyor” dedi.
Bunun üzerine Balçiçek Pamir “Nasıl yani, sizin AK Parti’de köstebeğiniz mi var gerçekten?” diye sordu. Şimşek’in cevabı ilginçti: “Tabii, oradan açıyor arkadaş bana söylüyor. Bakın net söyleyeyim Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın bizi izliyorsa, seçimlere 4-5 gün kala aradım, 6 puan öndeyiz dedim. Şimdi de kendilerini bundan 15 gün önce yaptırmış oldukları araştırmada yüzde 4 gerideydik şu anda yüzde 1 öndeyiz İstanbul’da. Akaydın’ın seçiminden de teyit ettik yani.”