Uzun bir yol sonunda seni buldum kolumda
Çok şaştım buna selam vermezken yaramaz ne oldu sana
Söyle kaçardın bakınca ben sonra sen oldun hep gülen
Yanımdasın bu gün sen söyle bana söyle neden
Neşe bizim şimdi koşalım ver elini
Günlerden beri dünya bir cennet sen de bir meleksin sanki
Söyle kaçardın bakınca sen sonra sen oldun hep gülen
Yanımdasın bu gün sen söyle bana söyle neden
Söyle kaçardın bakınca sen sonra sen oldun hep gülen
Yanımdasın bu gün sen söyle bana söyle neden
Özledim seni, düştüm yollara
Açtım gönlümü rüzgarına
Bir hayaldi sanki, bir macera
Yıkıldım. Kelimeler paramparça
Yandım, Yandım
Yandım yandım ahhhh ki ne yandım!
Bana yeniden şarkılar söyleten kadın
Baka baka doyamadım, hem kokladım da
Sarhoşluğu geçmedi hala
İçimde sevdan
Hala hoş bir havan var
Ne güzel adın
Bir çizik attın gönlüme, kanattın.
Yandım, Yandım
Yandım yandım ahhhh ki ne yandım!
Bana yeniden şarkılar söyleten kadın
Baka baka doyamadım, hem kokladım da
Sarhoşluğu geçmedi hala
İçimde sevdan
Seni görebildiğim yer rüyalar artık.
Deli diyorlar bana
Besteciler: Mahmut Mazhar Alanson / Ozan Colakoglu Sanatçı: Mazhar Alanson Albüm: Türk Lokumuyla Tatlı Rüyalar Çıkış tarihi: 2002 Tür: Pop
Sezen Aksu yakın bi zaman önce youtube kanalında yazdığı şarkıların, sözlerin demo kayıtlarına yani şarkılara verdiği ilk nefeslere şarkının şarkı olma sürecinden, tarihinden, kimlerin emek verdiğinden uzun sürdüyse niye uzun sürdüğünden yapılan değişikliklerden samimi bir notla bahsederek yer veriyor. Biz de seni öpüyoruz Sezen 🙂
AHBAP ÇAVUŞLAR
Ahbap Çavuşlar, 2010 yılında Cihan Okan tarafından seslendirildi. Yeri gelmişken Cihan Okan’ın kendi adını taşıyan albümünü mutlaka dinleyin derim. Söz ve beste 2008’de hazırdı aslında ama bizim işimizde planlama yaparken evdeki hesap çarşıya uymaz genelde. Nitekim albümün çıkışı 2010’da oldu.
Bu demonun da demosu hali şarkının. O yüzden sonradan Saadettin Kaynak Bey’in Üzgünüm Leyla eserine yaptığım gönderme henüz yok bu halinde. Hatırladığım kadarıyla bir hücum kayıt, çünkü udun, benim ve back vokalin olduğu tek bir kanal var elimizde. Udu Hüseyin Bitmez çalıyor, Mine Geçili Bitmez nakaratlarda eşlik ediyor şakıyarak. Makam müziğinin en altı çizilmiş örneklerinden biridir aynı zamanda.
Çalın, söyleyin, eğlenin, çok çoşarsanız da azcık kıvırtırırsınız…
Biter mi dert bitmez hadi kalk
Yürü Rumeli Kavağı’na Dertleşelim dökelim içimizi
Balıkçıların ağına
Gün batımı kızıla boyarken
Gece yar gibi girsin koynumuza Suya vursun ayın şavkı
Çalarken ‘Üzgünüm Leyla’
Vuralım sahile deli dalga gibi
Gönül şenlensin Takalar açılırken kara sulara
Gözümüz nemlensin
Şerefine aşkın, acının, anıların
Dolsun kadehler Baş köşeye kurulsun ahbap çavuşlar
Ufak ufak demlensin
De hadi kur masayı iki tek atalım
Diller dolansın Bu gece meyhanede yatalım
Kader utansın
Şerefine aşkın, acının, anıların
Dolsun kadehler Baş köşeye kurulsun ahbap çavuşlar
Ufak ufak demlensin
Ağarınca gün Boğaziçi’ne koyarız kendimizi
Tuzlamaya sallayıp kaşığı Tamamlarız keyfimizi
Devam bıraktığımız yerden Ürperir ten serin seherden
Yıkar mı bize be hadi ordan dünya gailesi