Neyin millet hayatını çürüteceği sanatçının, şairin tarassut sahasındadır. Bu meyanda Sezai Karakoç olanca şairliğini “Mona Roza”yı yazmış olmasına değil, bilakis yazmamış olmasına borçlu idi. Nitekim bunun bilinci sayesinde yıllar yılı kendi yönetiminde yürüyen Diriliş Yayınları’nın neşriyat programında şair “Mona Roza”ya yer vermedi. Ne zaman ki Türk milleti ile Sezai Karakoç arasındaki nazik bağı koparmak Dünya Sistemi nazarında muacceliyet kesp etti işte o zaman “Mona Roza” Diriliş Yayınları’nın neşriyat programına girdi. Bu tıpkı Orhan Gencebay’ın Türk Müziği Sanatçısı sayılması gibi bir şeydi.
Prelüd, belirli bir biçimi olmayan, genellikle bir sahne yapıtından ya da bir kilise töreninden önce seslendirilen, çalgı için yazılmış müzik parçası.
Ondokuzuncu yüzyılda prelüdlerin çoğu klavye ya da lavta için besteleniyor, yaygın olarak, prelüd ile füg bir arada kullanılıyordu. Türü, Johann Sebastian Bach’ın tam anlamıyla yerleştirmesinden sonra, Chopin, “prelüd” başlığı altında piyano için “karakter” parçaları yazdı ve Debussy gibi besteciler, onun bu uygulamasını sürdürdüler. Puccini gibi opera bestecileri de, opera uvertürlerinin yerine, daha kısa olan prelüdlere yer verdiler. Okumaya devam et “prelüd ne demek? (prelude doğaçlama müzik)”→