Etiket: Siyaset

“Ak parti, CIA tarafından işe alındı, FBI tarafından işten kavuldu”

https://vimeo.com/89196635

ismet özel

Soru: Türkiye’de neler oluyor?

“Türkiye’de neler oluyor sorusu Dünyada neler oluyor sorusundan kopartılabilir mi? Türkiye’de dünyada olanın dışında bir şey mi oluyor? Türkiye’de bütün hadiseleri yorumlayan onlara bir mana atfeden insanların Türkiye’ye mahsus bir bakış açısı var. Ama bunların hepsi dünyada olan bitenin bir uzantısıyla ona dikkat kesilmek gerekiyor. Yol sorduğunuz adamın yalancı olup olmadığını bilmeden yaşarsınız. İşin aslını bilenlerle işin aslını bilmeyenlerin hikâyesi birbirine hiç uymayabilir. Türkiye’de dinlemeler olduğunu söylüyorlar. Angela Merkel’i kim dinliyor meselesi çok daha önemli değil mi? Türkiye’de dinlenen niçin dinlenir Angela Merkel niçin dinlenir? ‘Alman bu dur bakalım ne yapacak’ diye bakıyorlar. Türkiye’de ne oluyor meselesi ile Dünyada ne oluyor meselesini birbiriyle koparmak mümkün değildir. ABD bir milli devlet olarak dünya hâkimiyetinde bir şeyleri elinde tutuyor gibi mi görünüyor. Başka şeyler mi görünüyor bir belirsizlik var. Bunu muayyen hale getirmek için ekstra şeyler yapmak zorunda. Bu ekstra şeylerden biri de Suriye de rejimi devirmekti. Ve bunu yapamadı. Suriye ikinci Vietnam’ı oldu. Bunun böyle olmasında başrol Putin Rusyası’ydı. “Biz kendimizi savunuyoruz Sedat’ı değil” demişti. Putin Rusya’sı ABD’nin ikinci Vietnam’ını idrak etmesine sebep olduğu için şu anda sıkıya alınmış durumda. Sonuç ne olur… “Türkiye’de ne oluyor?” meselesi “Dünya’da ne oluyor”un bir parçasıdır. AKP, CIA tarafından işe alındı. FBI tarafından işten kovuluyor. Türkiye’de göbeğiyle zihniyle herhangi bir organıyla ABD’ye bağlı olan insanlar bütün cepheleri işgal etmiş durumda. Türkiye’de eğer bir siyasi anlaşmazlık varsa-hiç sanmıyorum, böyle bir şey yok Türkiye’de- sadece Amerika’da olan güç mihraklarının farklı farklı yansımaları var. Farklı farklı insanlara bir şeyler söyleniyor. Eğer biz Türk ve Müslüman isek bizi birinci dereceden ilgilendiren hiçbir şey olmuyor. Veyahut bizim aleyhimize olmayan hiçbir şey olmuyor. Bunu da bütün oyuna katılanlar yapıyor. Bir kısmı bizim tarafımızda bir kısmı onların tarafında diye bir şey yok. Eğer biz Türk isek ve Müslüman isek hepsi bizim aleyhimize bir şeyler yapıyorlar…” İsmet Özel’in 8 Mart 2014 Cumartesi günü Tokat Güneş TV’de katıldığı “Gündem” adlı programın görüntü kaydından.

Kaymakam, Vali olmak için Karadenizli, Trabzonlu, Rizeli olmak şart mı?

kaymakamlık mülakatlarında dönen torpil sözde referansa sınava katılanlardan gösterilen tepkiler;

  • sinava girmedim ama liste hakkaten dirilis ertugrul
  •  yanisi yok hocam listeye bi bakın dikkatlice
  • Memleketlere de dikkat 🙂
  • yani bizim bu meslegi yapabilmemiz icin KARADENIZLI mi olmamız lazim gercekten cok ilginc 🙂
  • facebooktan bakabilirsiniz hocam. Mesela zikrullah erdoğan rize güneysu lu
  • Ben isyan falan etmiycem ama referans olmadan asla emek verilecek bir sınav değil canimiza yazık çok siyasi
  • Yine olmadı. İlk sınavı kaybettiğinden yazdığım şeyi tekrarlayacağım ” Sadece Allahtan dileyen bekleyen herkese selam olsun .” Bir kez daha girmem listeye bakınca neyin ne olduğu anlaşılıyor zaten.
  • Bu devirde Rizeliysen kralsin. Rizeli olup da liste dışı kalan var mıdır çok merak ediyorum
  • o kadar cok karadenizli aliniyo ki sana sıra gelmemistir sevgili dostum yine de hayirlisi olsun hakkinda
  • istedeki bayanlardan biri ki puani da diplerde..partide aktif rol aldigini biliyorum..sinav gunu herkesin icinde vekilim diye bagira bagira telefobla konusyordu..olmus onun ki
  • 5. Kere de olmadı. Yazıklar olsun

kaynak: forum.tercihiniyap.net/topic/2926/2017-kaymakamlık-sınavı-mülakatları/5277

AK Partinin üç büyükşehir adayı: Ankara Mustafa Tuna, İstanbul Binali Yıldırım, İzmir Süleyman Soylu

sürekli yapılan haberlerle ortamı ve beklentiyi hazırlama taktiğinden anladığımıza göre üç aday belli oldu, ama şimdi değil aylar öncesinden belliydi. şimdi belli oluyormuş gibi yapılan haberlere bakınca Ankara için Mansur Yavaş’la yarışabilecek ve mizaç olarak da ona benzeyen halihazırdaki büyükşehir belediye başkanı olan eski Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna, İstanbul için son başbakan, halihazırdaki meclis başkanı Binali Yıldırım ve İzmir için İçişleri Bakanlığına geldiği günden bu yana yoğun çalışmasıyla şaşırtan ve takdir toplayan Süleyman Soylu. Ankara ve İstanbul için adayların kazanacağı düşünülerek İzmir ise zaten kaybedeceği bilinerek aday gösterilir. Peki neden? Çeşitli sebepleri olabilir. Mesela Soylu’nun ne kadar itaatkar olacağı sınanmak isteniyor olabilir. Veya olası bir yeni lider ihtiyacında ön plana çıkabileceği kesin olarak herkesin aklına gelecek bir isim olduğundan parlaklığını azaltmak, göz önünden arka plana çekmek isteniyor olabilir. yakın gelecekte görülecek hepsi.

 

AK Parti’de 2019 Mahalli İdareler Seçimleri aday adaylığı süreci (31 mart 2019)

AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, “18 Kasım Pazar günü 10.00-16.00 saatleri arasında tüm Türkiye’de aynı anda gerçekleştirmeyi planlıyoruz.” dedi.

Ali İhsan Yavuz, AK parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 2019 Yerel Seçimleri aday adaylığı süreci için açıklama yaptı.

“AK Parti sadece seçim sürecinde değil her dönem hazır olmasıyla biliniyor. Biz her dönem hazır bir partiyiz ama seçim sürecinin yaklaşması sebebiyle Sayın Cumhurbaşkanımızın da talimatları üzere çalışmalarımızı hızlandırdık, gece gündüz hummalı bir çalışmanın içerisine bir süredir girmiş bulunuyoruz.”

“Bütün illeri ilk olarak taradık. İl SKM başkanlarını belirledik, şu anda ilçe SKM yani ilçe seçim koordinasyon merkezi başkanlarımızı belirliyoruz. Yine seçim görevlilerimizi gerek sandık görevlileri gerek seçim kurulu görevlileri ve gerek sonuç alım sistemi görevlilerini revize etmek, güncellemek üzere de yine çalışmalarımızı gösteriyoruz.” Okumaya devam et “AK Parti’de 2019 Mahalli İdareler Seçimleri aday adaylığı süreci (31 mart 2019)”

çamaşıra düşman, lekelere dost: müslümanlık iddiamızı çürütecek her şey aleyhimizedir

3 Nisan 2018 İsmet Özel yazısı.

Menşei itibariyle ve intikal vesilesi göz önüne alındığında kızıl bayrağımızı beyazlığıyla süsleyen ay yıldızı ne bugün bizim anladığımız Müslümanlıkla, ne de bugünkü dünyanın anladığı Türklükle irtibatlandırmak mümkündür; ama bütün dünyanın bizim ay yıldızımızı görür görmez bundan hem Müslümanlık, hem de Türklük intibaı edinmesinin önüne hiç kimse geçemiyor.

Böyle bir algıyı dünyada yürütülen her türlü siyasetin yıldırıcı teşhis gücüyle açılan anlam alanı intaç ediyor. Vakıalara teşhis koyan siyasetin kendisidir. Siyaseti kimisi politika olarak anlar. Çevir kaz yanmasın. Kimisi için siyaset idamdır. Bazıları seyislikle siyaseti eş tutar. Bu yaklaşımlardan hangisini benimsersek benimseyelim siyasetin asırlardan beri yılarak ve yıldırarak yapılabilen bir şey olduğunu gözden kaçırırsak siyaset yapamaz, siyasi bir başarıya varamayız. Yılmak ve yıldırmak çıplak insan münasebetlerinin mihveridir. Demek ki, insan münasebetleri karşımıza giyinik de çıkabilir. Siyaset karşımıza sıklıkla savaş kıyafetinde çıkacaktır. Asırlardan beri savaş çıkaranlar ben yılmayacağım; ama yıldıracağım diyenler takımıdır. Tarafların kozlarını paylaşılmağı ertelediği zaman dilimine barış demek âdet olmuştur.

Bu mülahazalar tahtında kızların başını örtmesini ay yıldızın yaydığı hissiyata benzetme durumunda kalırız. Bütün dünyada kendini dindar sayan her Katolik ve Yahudi kadının başı açık gezmekten rahatsız olduğu bilinir. Buna mukabil aynı “bütün dünya”nın zihni “örtülü” kadını Müslüman kadınla özdeşleştirmiştir. Okumaya devam et “çamaşıra düşman, lekelere dost: müslümanlık iddiamızı çürütecek her şey aleyhimizedir”

CB Recep Tayyip Erdoğan Belediye Başkanları Toplantısı Konuşması – 13 Eylül 2017

cb-rte-erdogan-yesil-ceket

Çalabım bir şar yaratmış
İki cihan arasında
Bakıcak didar görünür
Ol şarın kenaresinde
Nagihan bir şara vardım
Anı ben yapılır gördüm
Ben dahi bile yapıldım
Taş ve toprak arasında
Şakirtleri taş yonarlar
Yonup üstada sunarlar
Mevlanın adın anarlar
Taşın her paresinde
Ol şardan oklar atılır
Gelür sineme batılır
Aşıklar canı satılır
Ol şarın bazaresinde
Şar dedikleri gönüldür
Ne alimdür ne cahildür
Aşıklar kanı sebildür
Ol şarın kenaresinde
Bu sözümü arif anlar
Cahiller bilmeyüp tanlar
Hacı Bayram kendi banlar
Ol şarın minaresinde

Hacı Bayramı Veli

Deutsche Welle, Erdoğan’ın çağrısını boykot olarak haber yapıyor

almanya’nın türkçe olarak da yayın yapan azılı yayın organi dw, son yıllarda türkiye düşmanlığı, özellikle de türkiye cumhurbaşkanı erdoğan düşmanı yaptığı takip edenlerin çoğu zaman tepkisini topluyor bazan da hayretine mazhar oluyor. yine hayret ve tepki toplayan bir haber oluşturdular ve bunu kasten yapıyorlar çünkü azılılar, çünkü art niyetliler.

cumhurbaşkanı erdoğan almanya ile olan gerilimden almanya’yı suçlamış ve bunun almanya seçimleri için yapıldığını söylemişti. bugün almanya’da yaşayan türklere seslenerek sakın bunlara, türk düşmanı olan, pkk yandaşı olan partilere oy vermeyin diye bir çağrı yaptı. türk düşmanı olmayan partilere oy verin dedi. almanya’nın azılı haber sitesi deutsche welle, erdoğan’ın bu çağrısını seçim boykotu olarak haber yaptı.

haberin aslını astarını öğrenmek için bu azılıları okumayın, şu bağlantıyı okuyup anlayın;

https://2009yerelsecimleri.wordpress.com/2017/08/18/erdoganin-turk-dusmani-partilere-oy-vermeyin-cagrisi-almanya-hukumetini-kizdirdi/

Okumaya devam et “Deutsche Welle, Erdoğan’ın çağrısını boykot olarak haber yapıyor”

550 milletvekili bile fazla, 600 değil 450 olmalı

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: 550 milletvekili bana göre fazla. Normali 450’dir. Şimdi 600’e çıkarıyoruz. 550 milletvekili bize yetmiyor. 600 milletvekili olsun diyorsanız gidip ‘evet’ oyu kullanacaksınız. Olur mu? 600 milletvekili 187 trilyon para ödüyeceğiz. Gerek var mı buna diyorsanız gideceksiniz ‘hayır’ oyu kullanacaksınız.

16 nisan referandumu milletvekili sayısı artışı
yeni anayasa taslağında mebus sayısı 600’e çıkarılıyor

Bana sorarsanız neden 600? Neden 187 trilyon lira? Eğer bu parayı birine vereceksem götür fındık üreticisine ver kardeşim. Milletvekillerine 187 trilyon vereceksin. Fındık üreticisi yine perişan vaziyette. Diyorsanız ki fındık üreticisi olarak ‘Biz perişanlığa alıştık. Açlığada alıştık. Evet oyu kullanalım’ diyorsanız kaderinizi kendiniz çizmiş olacaksınız. ‘Hayır 187 trilyon lira bizim cebimizden çıkmamalı, bu ülkede açlık var, yokluk var. Ürün üretiyoruz. Dünya da 1 numarayız. Bu para bize verileli doyorsanız gidecek ‘hayır’ oyu kullanacaksınız.

16 nisan anayasa değişikliği referandumundan evet çıkarsa ne olacak?

Ülkemiz seçmeni, takvimler 16 Nisan 2017‘yi gösterdiğinde anayasa değişikliği halkoylaması için sandığa gidecek. Bu anayasal güncellemeyi destekleyenler yeni anayasanın Türkiye’ye daha fazla istikrar getireceğini savunurken, muhalefet ‘gücü tek elde, tek adamda toplayan’ yeni rejimin demokratik olmayacağı görüşünde.

Referandumda seçmene “yeni anayasa taslağını” kabul edip etmediği sorulacak. Peki sonuç “evet” çıkarsa Türkiye’de neler değişecek:

  • Hali hazırda devletin başı olan cumhurbaşkanı aynı zamanda yürütmenin de başı olacak, yani başbakanın görevini de üstlenecek.
  • Başbakan pozisyonu ortadan kalkacak, onun yerini başkan yardımcısı alacak.
  • Cumhurbaşkanı kararname hazırlama, olağanüstü hal ilan etme, bakanları ve üst düzey bürokratları atama yetkilerine sahip olacak.
  • Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler 5 yılda bir aynı tarihte düzenlenecek.
  • Parlamentonun çoğunluk oyuna dayanarak cumhurbaşkanını soruşturma ve azletme yetkisi olacak. Cumhurbaşkanının yargılanması için meclisin en az üçte ikisinin (401) oyu gerekecek.
  • Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler 5 yılda bir aynı tarihte düzenlenecek.
  • Mevcut TBMM’de 550 olan milletvekili sayısı 600’e çıkacak.
  • Milletvekili seçilme yeterliliği 25 yaşından 18’e indirilecek.
  • TBMM’nin bütçe yapma yetkisi cumhurbaşkanına geçecek. Bütçe cumhurbaşkanı tarafından hazırlanıp meclise sunulacak, meclis bütçeyi ya onaylayacak ya da geri gönderecek.
  • Cumhurbaşkanlığı için meclis dışından aday gösterilebilecek. En az yüzde 5 oy almış partiler ve 100 bin seçmen aday önerebilecek.
  • Devlet başkanı meclisin çıkardığı yasaları iptal talebi ile Anayasa Mahkemesine götürebilecek.
  • Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması durumunda yerine yardımcısı vekalet edecek ve 45 gün içinde seçime gidilecek.
  • TBMM, cumhurbaşkanlığı seçiminin yenilenmesi talebi için en az 260 milletvekilinin onayına ihtiyaç duyacak.
  • Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kaldırılacak.
  • Hâkimler ve Yüksek Savcılar Kurulu’nun ismindeki ‘yüksek’ ibaresi kaldırılacak ve üye sayısı 22’den 13’e düşürülecek.
  • Taslağa eklenen geçici madde ile Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı zamanda Akp başkanı olabilecek.

Okumaya devam et “16 nisan anayasa değişikliği referandumundan evet çıkarsa ne olacak?”