Etiket: Türkler

Türklerden önce Kırıkkale

Yörenin çok eski bir tarihi geçmişi mevcuttur. Bugün Kırıkkale il sınırları içinde kalan bazı tarihi kalıntılar, ören yerleri ve höyüklerin varlığı ile bazı araştırma ve incelemelerde M.Ö. yıllara ait arkeolojik buluntulara rastlanması, Kırıkkale’nin coğrafi alanının ne kadar eski bir yerleşim sahası olduğunu gösterir.

Mechanize the Greeks, Modernize the Turks


Mechanize the Greeks, Modernize the Turks“50’li yıllarda Jamaika diye bir müzikal vardı. Orada bir mısrada şöyle der: ‘Mechanize the Greeks, modernize the Turks!’… Anlaşılabildi mi? Yani siz Türkleri modernize ederseniz sistem güvencededir. Türkler modernize oldukları zaman sistem teminatını temin etmiştir!”

Three monkeys in the mango tree
Were indulging in philosophy.
And as I walked by the mango tree,
One of them addressed himself to me:
 
“Hey, man, is it true what they say?
Hey, man, is it true that today
They claim that my brothers and me
Are the predecessors of humanity?
Hey, man, why you give us bad name?
Hey, man, it’s a blight and a shame
To claim this uncivilized cuss
Could have been descended from the likes of us.
How can you have the brazen face
To scandalize our noble race?
Don’t identify yourself with me,”
Said the monkey in the mango tree…
 
“Hey, man, why you give us bad name?
Hey, man, it’s a blight and a shame
To claim, most un-biblically,
That this chump could once have been a chimpanzee.”
 
That’s the monkey language!
The monkey very clever!
Which is to say, in his own way,
Would a monkey ever
 
Analyze his psyche, amortize his soul,
Tranquilize his frontal lobes with al-co-houl,
Televise his follies and the life he lives,
Eulogize his gargles and his laxatives,
Simonize his teeth, lanolize his hands,
Hormonize his chromosomes with monkey glands,
Mechanize the Greeks, modernize the Turks,
And then with one little atom — poof! — atomize the works?
 
“Hey, man, do you call it fair play?
Hey, man, is it brilliant to say
That the monkey and his uncles and his cousins and his aunts
Are the parents of such foolishment and de-ca-dance?
Don’t identify yourself with me,”
Said the monkey in the mango tree.

Mango ağacında üç maymun
Felsefeye ilgileniyorlar
Ben mango ağacının yanından geçerken,
Bir tanesi bana seslendi:

Hey,dostum,söylenenler doğru mu?
Hey, dostum, bugün hala geçerli mi?
Onlar iddia ediyorlar ki abim ve ben
İnsanlığın atasıyız
Hey, dostum, neden bize kötü isim verdiniz
Hey, dostum karanlık ve utanç kaynağıdır
Bu medeniyetsiz pis şeyleri iddia etmek.
Bizden hoşlanıyor olabilirdi
Bizim soylu yarışımızı karalamak için nasıl rezalet çıkarırsın
Kendini benimle tanımlama,
De ki maymun mango ağacında

Hey, dostum, neden bize kötü isim verdin?
Hey, dostum, bu bir karanlık ve utanç kaynağıdır
En kutsal olmayan şeyleri iddia etmek
Bu gerizekalı bir şempanze olabilirdi.

Bu işte maymun dili!
Maymun çok zeki!
Ki kendi yoluyla söyleyen,
Ancak bir maymun olabilir

Onun zihnini analiz et, onun ruhunu itaat et,
Frontal loblarını alkol ile sakinleştirin,
Onun saçmalıklarını ve yaşadığı hayatın yayınını yapın,
Ağız gargarasını ve laksatiflerini methedin.
Dişlerini temizleyin(emayeli yüzey temizlemekmiş), ellerini lanolize edin,
Onun kromozomlarını maymun vücut bezleriyle hormon haline getirin.
Yunanlıları mekanize et, Türkleri modernleştir,
Ve sonra küçük bir atomla – poof! – işleri atomize et

“Hey, dostum, sen bu oyuna adil mi diyorsun?
Hey, dostum, söylemek çok mu muhteşem
Maymun ve amcaları ile kuzenleri ve teyzeleri
Ezik ve aptalca ve de-ca-dansın ebeveynleri mi?
Kendini benimle tanımlama,
De ki maymun mango ağacında

Türk askerine mehmetcik adını veren Medîne Müdâfii Fahrettin Paşa kimdir?

Türk askerine mehmetcik diyoruz? Peki neden?

Ne yapmıştı Fahrettin Paşa Medine’de? Askerlerinin birer küçük Muhammed olduğunu tespit etmişti. “Mehmetçik” ifadesi Medine Müdafaasının hatırasıdır. 1917’den sonra “Mehmetçik” sözü erat için kullanılır oldu, zabitan için değil. Ümmet-i Muhammed’in başına ne geldiğini Fahrettin Paşa biliyordu. Bu bilgisi ona adı “kutsal emanetler” diye geçen eşyayı İstanbul’a, paha biçilemez Türk şehrine nakletme yükü yükledi. Günümüzde Müslüman kisvesiyle ortalıkta dolaşanlara sorulsa bu tutuma “tarihi eser kaçakçılığı” yaftası yapıştıracakları besbelli. Besbelli olan hiç birinin Türk İstanbul tamlamasına anlam veremeyişleridir. İstanbul haricinde nerede kâfir tasallutundan korunabilirdi Medine’de muhafaza edilemeyen? Söğüt, Bursa, Edirne Osmanlı sülâlesine payitahtlık etti. İstanbul ise üstünlüğünü dünyanın gözüne sokan Türklerindi.

14 Haziran 2014
İsmet Özel

Okumaya devam et “Türk askerine mehmetcik adını veren Medîne Müdâfii Fahrettin Paşa kimdir?”

BAYRAĞIMIZDAKİ KIZILLIK ŞEHİT KANI DEĞİLDİR

BAYRAĞIMIZDAKİ KIZILLIK ŞEHİT KANI DEĞİLDİR VEYA
ŞEREFİ TÜRKLÜKTE ARAYIP BULAMAYAN SANIR Kİ TÜRK’E İSOKRATES’TEN ZİYADE METE HAN YAKINDIR (I)

Ahmet Haşim şiirin “ufuklarda yüzen nazenin bir balon” ibaresine hapsedilmesini kusur ittihaz edenlerce kınandı. Giderek Haşim’e cevap “ufuklarda yüzen al sancak” ibaresiyle verilmiş oldu. İslâm dairesinde isek agâh olacağız. Böylesi münasebetleri kör tesadüfler sanma hatasına düşmek Türk’e yakışmaz. Türk’e insanın dünya hayatındaki yerini olduğu kadar, bu yer ile şiir arasındaki münasebeti ayan ve beyan etmek yaraşır. Zira Türk varlığı bu varlığın fark edilmesine fırsat veren günlerden itibaren varoluşun izahıyla bütünleşmiş, Türk vatanını şekle Türkçenin tebcili sokmuştur. Biz Türklerin dik durmasının, durabilmesinin sebebi, gerekçesi dinimizin hediyesi dilimiz vasıtasıyla tarihte iki kez vatanlaştırdığımız topraklardır. Dik duruyoruz; omurgamız var.

ismet-ozelİnsanın şerefi ile omurgası arasında ne münasebet bulunduğu meraka değer. Neye denir omurga? Ne işe yarar? Bir fert, bir şahıs olarak bizzat size omurgalı denilmesi için bir sebep var mı? Hangi sebep var? Bilim dilinde tabir olarak rastladığımız “omurgasız hayvanlar” tasnifte bir yeri işaret ediyor. Dile kulak verdiysek ve dile getirilen insanın omurgasızlığı olduysa, bilinsin ki, bununla tasvirine yeltenilen ahlâk sefaletinden başka bir şey değildir. Hangi insana omurgasızlık yakıştırıldıysa o kimse toplum hayatındaki pespayeliğin delillerinden biri yerine geçer. Öyleyse nedir omurgalı insan? Tarih içinde insanların omurgaları emanet ehli oluşları sebebiyle taayyün etmiş, muayyeniyet kazanmıştır. Omurgası olan metbudur; taabi değil. İnsanların bellerini dik tutabilmeleri kendilerine bir şey emanet edilebilecek karakteri kesp etmeleri şartına bağlıdır. Kim ki, dile kulak vermekten geri durdu, onun şaşkınlığa düşmesine engel olunamaz. Türk dili çerçevesinde CHP Türk milletini devletten, MHP Türk milletini milletten, AKP Türk milletini dinden etti denildiğinde omurgasızlığın neye mal olduğu anlatılmaktadır.

Omurgamız hem bizim söylediğimiz sözler, bizim takındığımız tavırlar, hem de bize hitaben söylenilen sözler, bize karşı takınılan tavırlar itibariyle bir maliyete taalluk eder. Bu satırları okuma zahmetini göze almış biri olarak sizin de Türk’e Mete Han’ı İsokrates’ten ziyade yakın sanma ihtimaliniz yüksek, hem de pek yüksektir. Çünkü modernliğin yükseldiği asırlar içinde Türklere Yahudiler, Ermeniler, Rumlar Türklük hususunda bir zannı hak olarak bildirdi. Ne niyetle yaptılar bunu? Hangi Yahudiler, hangi Ermeniler, hangi Rumlardı bunlar? Bunlar Yahudiliği en üstün değer olarak bilen Yahudiler, Ermeniliği en üstün değer olarak bilen Ermeniler, Rumluğu en üstün değer olarak bilen Rumlardı. Türk’ün ne olduğu, kim olduğu hususunda aralarında vardıkları mutabakatı bize, biz has Türklere yutturmuşlardır. Bu yüzden dünyanın her yerinde sanılır ki Küçük Asya’ya tam tekmil Türk olarak at üstünde gelindi.  Okumaya devam et “BAYRAĞIMIZDAKİ KIZILLIK ŞEHİT KANI DEĞİLDİR”