Etiket: Yoğurt

kahvede fağfuri fincan beğenmez / lâl ü güher ister mercan beğenmez

 

Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda seyran beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermek için insan beğenmez

Alemi tan eder yanına varsan
Seni de yanıltır mesele sorsan
Bir cim bile çıkmaz karnını yarsan
Meclise gelir de erkân beğenmez

Her çeşit insandan birkaç eşi var
Mektepten kovulmuş günah işi var
Rabbi yesirde dört yanlışı var
Tahsil etmek için irfan beğenmez

Ellerin evinde çul fîraş olur
Burnu sümüklüdür gözü yaş olur
Bayramdan bayrama bir tıraş olur
Gider berbere de dükkân beğenmez

Dağlarda taşlarda dolaşan Yörük
İnsanlar içine çıkmayan hödük
Bir elife dili dönmeyen sürtük
Şehirde tecvitle Kuran beğenmez

Yayladan yaylaya konup göçer de
Arpayı buğdayı ekip biçer de
Mısır yaprağın kıyıp içer de
Tütünü bulunca duman beğenmez

Bir odası vardır gayet küçücek
Kendi aklı sıra keyf yetirecek
Bir çanağı yoktur ayran içecek
Kahveyi bulunca fincan beğenmez

Seyranî söyledi bu doğru sözü
Haddeden çekilmiş doğrudur özü
Şehre gelin gitse bir köylü kızı
Lal ü güher ister mercan beğenmez

IMG_2018-05-09_17_40_58.jpg

Seyrani


Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermek için kesan beğenmez.

Alemi ta’n eder yanına varsan
Seni yanıltır bir mesele sorsan
Bir cim çıkmaz eğer karnını yarsan
Camiye gelir de erkan beğenmez.

Elin kapısında kul kardaş olan
Burnu sümüklü hem gözü yaş olan
Bayramdan bayrama bir traş olan
Berbere gelir de dükkan beğenmez.

Dağlarda bayırda gezen bir yörük
Kim tımar sipahi kimi ser bölük
Bir elife dili dönmeyen hödük
Şehristana gelir ezan beğenmez.

Bir çubuğu vardır gayet küçücek
Zum-ı fasidince keyif sürecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahvede fağfuri fincan beğenmez.

Aslında neslinde giymemiş hare
İş gelmez elinden gitmez bir kare
Sandığı gömleksiz duran mekkare
Bedestene gelir kaftan beğenmez.

Kazak Abdal söyler bu türlü sözü
Yoğurt ayran ile hallolmuş özü
Köyden şehre gelen bir köylü kızı
İnci yakut ister mercan beğenmez.

Kazak Abdal


“Ormanda büyüyen adam azgını,
Çarşıda pazarda insan beğenmez.
Medrese kaçkını, softa bozgunu,
Selâm vermek için kesân (hiç kimseyi) beğenmez!
Âlemi ta’neder (herkesi kınar) yanına varsan,
Seni yanıltır bir mesele sorsan,
Bir cim (‘c’ harfi) çıkmaz eğer karnını yarsan,
Camiye gelir de erkân beğenmez!
İlin kapısında kul kardeş olan,
Burnu sümüklü hem gözü yaş olan,
Bayramdan bayrama bir tıraş olan,
Berbere gelir de dükkân beğenmez!
Dağlarda bayırda gezen bir yörük,
Kim tımarlı sipah (asker) kimi serbölük (kumandan),
Bir elife (alfabenin ilk harfine) dili dönmeyen hödük,
Şehristâna (büyük şehire) gelir, ezan beğenmez!
Yaz olunca yayla yayla göçenler,
Topuz korkusundan şehre kaçanlar,
Meşe yaprağını kıyıp içenler,
Rumeli bohçası duhan (iyi cins Rumeli tütününü) beğenmez!
Bir çubuğu (sigara ağızlığı) vardır gayet küçücek,
Zu’m-ı fâsidince (bozuk inancıyla) keyif sürecek.
Kırık çanağı yok ayran içecek,
Kahvede fağfûrî (porselen) fincan beğenmez!
Aslında neslinde giymemiş hâre (renkli kumaş)
İş gelmez elinden gitmez bir kâre (çalışmaya),
Sandığı gömleksiz duran mekkâre (düzenbaz),
Bedestene (kumaş çarşısına) gelir, kaftan beğenmez!
Kazak Abdal söyler bu türlü sözü,
Yoğurt ayran ile hallolmuş özü.
Köyden şehre gelen bir köylü kızı,
İnci, yakut ister; mercan beğenmez!”